15 Ağustos 2012 Çarşamba

Perinçek Görev İcabı
Bir Solcudur !!! (12)

“Kemalistlerin İki Yüzlü Subayları”
    Doğu Perinçek'in Kaynak Yayınları 1991 Şubat'ında "Lenin, Stalin, Mao'nun Türkiye Yazıları" nı yayımladı.

       Önce Stalin'in Kemalist Devrim ve Kemalistler hakkında neler söylediğine bakalım:

      "Kemalist bir devrim Çin'de mümkün müdür?

      "Ben bunu ihtimal dışı ve bu sebeple imkansız görüyorum.     
      "Kemalist bir devrim, sadece Türkiye, İran ve Afganistan gibi sanayi proletaryası hiç olmayan veya hiç denecek kadar az olan, köylülerin güçlü bir toprak devriminin gelişmediği ülkelerde mümkündür. Kemalist devrim, bir üst tabaka devrimidir, milli ticaret burjuvazisinin devrimidir. Bu devrime, yabancı emperyalistlere karşı mücadele içinde varıldı ve devrimin daha sonraki gelişmesi esas olarak köylü ve işçilere karşı, evet, toprak devrimi imkanlarına karşı yöneliyor............... Orada, yani Türkiye'de emperyalizme karşı mücadele, Kemalistlerin cılız kalan bir anti-emperyalist devrimiyle sona erebildi.....Çin milliyetçileri arasında Kemalizm taraftarlarının olduğunu biliyoruz. Kemal'in rolüne talip olan şimdi orada az değildir. Bunların arasında en başta geleni Çan Kay şek'tir."  (Doğu Perinçek, LENİN, STALİN, MAO'NUN  TÜRKİYE  YAZILARI, s.162, Kaynak Yayınları, İkinci Baskı: Şubat 1991)
       Şimdi Mao'nun Türkiye üzerine görüşlerine bakalım:
       "1927'deki Birinci Büyük Devrim başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra, Çin burjuvazisinin bazı mensupları Kemalizmi ateşli bir şekilde savunmamışlar mıydı? Ama Çin'in Kemal'i nerede ? Ve Çin'in burjuva diktatörlüğü ile kapitalist toplumu nerede? Zaten Kemalist Türkiye bile ,gittikçe daha çok bir yarı-sömürge haline, gerici emperyalist dünyanın bir parçası haline gelerek sonunda kendini İngiliz-Fransız emperyalizminin kollarına atmak zorunda kalmıştır." (Aynı eser, s.164)
         Tekrar Stalin'e dönelim:
       "Gelgelelim, yeni bağımsız milli devletlerin oluşması, milliyetlerin barış içinde birarada yaşamalarını getirmedi, getiremezdi de. Bu gelişme ne milli eşitsizliği, ne de milli baskıyı yok ediyordu, edemezdi de. Çünkü özel mülkiyete ve sınıf farklılığına dayananan yeni milli devletler,
        a) Kendi milli azınlıklarını ezmeksizin (Polonya Byelo Rusları, Yahudileri, Litvanyalıları, Ukraynalıları, Ermenileri eziyor; Gürcistan Ossetleri, Abazaları, Ermenileri eziyor; Yugoslavya Hırvatları, Boşnakları eziyor vb.),
        b) Komşuları zararına çatışmalara ve savaşlara yol açan fetihlere girişmeksizin (Polonya, Litvanya'nın, Ukrayna Rusya'nın zararına, Yugoslavya Bulgaristan zararına, Gürcistan Ermenistan ve Türkiye zararına vb.),
        c) Emperyalist büyük' devletlere mali, ekonomik ve askeri bakımdan bağımlı duruma düşmeksizin yaşayamazlar." (Aynı eser, s.153 -154)
        Son sözü Lenin'e bırakalım ve sonra da Perinçek'în ustaları neredeyse harfi harfine nasıl da kopya ettiğini, ancak Parti'sindeki general, albay, binbaşı, yüzbaşı ve başçavuş emeklilerinin bu tahlillere ne diyeceklerini düşünelim. Evet ne diyebilirler ki üniversitenin giriş kapısında simitçi kılığına girmiş "sivil memur" a ne denebilir?
        "Kemalistlerin İkiyüzlü Subayları”
        "Türkiye'de, özellikle M.Kemal'in ordusunda Sovyet propagandası yapılması için ısrar edilmeli ve Kemalistlerin ikiyüzlü subaylarının içyüzünü ortaya koymalısınız." 14 Aralık 1920, Lenin'in telgrafı, Aynı eser, s.149)
Perinçek, Harfi Harfine Ustaları Kopyalıyor
        "Kemalist devrim, ilk adımda, yani burjuva kurtuluş hareketi aşamasında kaldı. Gelişmesinin ikinci aşamasına, toprak devrimi aşamasına geçme girişiminde bile bulunmadı. Ankara, emperyalizme karşı savaş yürütürken, Ekim devrimi Rusya'sı ona yardım etmekle doğru bir iş yapmıştı, Lenin'in anlayışına göre davranmıştı. Çünkü Ankara'nın mücadelesi emperyalizmin güçlerini parçaladı, emperyalizmi zayıflattı ve itibarını sarstı. Böylece dünya devriminin merkezinin gelişmesini, Sovyetlerin gelişmesini kolaylaştırdı.
        "Kemalist devrim, sadece Türkiye, İran ve Afganistan gibi sanayi proletaryası hiç olmayan veya hiç denecek kadar az olan, köylülerin güçlü bir toprak devriminin gelişmediği ülkelerde mümkündü. Kemalist devrim, bir üst tabaka devrimiydi; milli ticaret burjuvazisinin devrimiydi. Bu devrime yabancı emperyalistlere karşı mücadele içinde varıldı ve devrimin daha sonraki gelişmesi, esas olarak köylü ve işçilere karşı, toprak devrimi imkanlarına karşı yöneldi. Kemalist hükümet, işçi ve köylülere karşı mücadelenin hükümetiydi, içinde komünistlere yer yoktu ve yer olmayacaktı.
       "Kemalizm yolu, Doğu ülkeleri için gerçekleşebilir bir örnek miydi? Türkiye'de burjuvazinin cılız Kemalist diktatörlüğü belli özel koşullarda ortaya çıktı. Birinci Dünya Savaşı'ndan ve Ekim Devrimi'nden sonra burjuvazi, Yunan saldırısını püskürtmede gösterdiği başarı ve proletaryanın zayıflığı sayesinde bu rejimi kurdu. İkinci bir Türkiye olamazdı. Kemalist Türkiye bile, gittikçe daha çok bir yarı-sömürge haline, gerici emperyalist dünyanın bir parçası haline gelerek sonunda kendini İngiliz-Fransız emperyalizminin kollarına atmak zorunda kaldı." Aynı eser, s.31-32)
        Perinçek, bir yandan Mustafa Kemal'inin cilt cilt kitaplarını basıp ucuz fiyatlarla satmak için Ulusal Kanal'ında reklam kampanyaları düzenliyor. Öte yandan yukarıdaki Marksist-Leninist-Maoist tahlilleri benimsediğini teyit ediyor. Tabii çevresindeki emeki albay ve generaller,  Engin Ardıç üslubuyla söyleyecek olursak "keriz" değiller. Ama birilerinin "kerizlendiğinin" pekala bilincindeler.
                                      *** --- ***