Perinçek Görev İcabı
Bir Solcudur !!! (12)
“Kemalistlerin İki Yüzlü Subayları”
Doğu
Perinçek'in Kaynak Yayınları 1991 Şubat'ında "Lenin, Stalin, Mao'nun
Türkiye Yazıları" nı yayımladı.
Önce Stalin'in Kemalist Devrim ve Kemalistler hakkında neler söylediğine bakalım:
"Kemalist bir devrim Çin'de mümkün müdür?
"Ben bunu ihtimal dışı ve bu sebeple imkansız görüyorum.
Önce Stalin'in Kemalist Devrim ve Kemalistler hakkında neler söylediğine bakalım:
"Kemalist bir devrim Çin'de mümkün müdür?
"Ben bunu ihtimal dışı ve bu sebeple imkansız görüyorum.
"Kemalist bir devrim, sadece Türkiye, İran ve Afganistan gibi sanayi
proletaryası hiç olmayan veya hiç denecek kadar az olan, köylülerin güçlü bir
toprak devriminin gelişmediği ülkelerde mümkündür. Kemalist devrim, bir üst
tabaka devrimidir, milli ticaret burjuvazisinin devrimidir. Bu devrime, yabancı
emperyalistlere karşı mücadele içinde varıldı ve devrimin daha sonraki
gelişmesi esas olarak köylü ve işçilere karşı, evet, toprak devrimi imkanlarına
karşı yöneliyor............... Orada, yani Türkiye'de emperyalizme karşı
mücadele, Kemalistlerin cılız kalan bir anti-emperyalist devrimiyle sona
erebildi.....Çin milliyetçileri arasında Kemalizm taraftarlarının olduğunu
biliyoruz. Kemal'in rolüne talip olan şimdi orada az değildir. Bunların
arasında en başta geleni Çan Kay şek'tir."
(Doğu Perinçek, LENİN, STALİN,
MAO'NUN
TÜRKİYE YAZILARI, s.162,
Kaynak Yayınları, İkinci Baskı: Şubat 1991)
Şimdi Mao'nun Türkiye üzerine görüşlerine
bakalım:
"1927'deki Birinci Büyük Devrim
başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra, Çin burjuvazisinin bazı mensupları
Kemalizmi ateşli bir şekilde savunmamışlar mıydı? Ama Çin'in Kemal'i nerede ?
Ve Çin'in burjuva diktatörlüğü ile kapitalist toplumu nerede? Zaten Kemalist
Türkiye bile ,gittikçe daha çok bir yarı-sömürge haline, gerici emperyalist
dünyanın bir parçası haline gelerek sonunda kendini İngiliz-Fransız
emperyalizminin kollarına atmak zorunda kalmıştır." (Aynı eser, s.164)
Tekrar Stalin'e dönelim:
"Gelgelelim, yeni bağımsız milli
devletlerin oluşması, milliyetlerin barış içinde birarada yaşamalarını
getirmedi, getiremezdi de. Bu gelişme ne milli eşitsizliği, ne de milli baskıyı
yok ediyordu, edemezdi de. Çünkü özel mülkiyete ve sınıf farklılığına dayananan
yeni milli devletler,
a) Kendi milli azınlıklarını ezmeksizin
(Polonya Byelo Rusları, Yahudileri, Litvanyalıları, Ukraynalıları, Ermenileri
eziyor; Gürcistan Ossetleri, Abazaları, Ermenileri eziyor; Yugoslavya
Hırvatları, Boşnakları eziyor vb.),
b) Komşuları zararına çatışmalara ve
savaşlara yol açan fetihlere girişmeksizin (Polonya, Litvanya'nın, Ukrayna
Rusya'nın zararına, Yugoslavya Bulgaristan zararına, Gürcistan Ermenistan ve
Türkiye zararına vb.),
c)
Emperyalist büyük' devletlere mali, ekonomik ve askeri bakımdan bağımlı duruma
düşmeksizin yaşayamazlar." (Aynı eser, s.153 -154)
Son sözü Lenin'e bırakalım ve sonra da
Perinçek'în ustaları neredeyse harfi harfine nasıl da kopya ettiğini, ancak
Parti'sindeki general, albay, binbaşı, yüzbaşı ve başçavuş emeklilerinin bu
tahlillere ne diyeceklerini düşünelim. Evet ne diyebilirler ki üniversitenin
giriş kapısında simitçi kılığına girmiş "sivil memur" a ne denebilir?
"Kemalistlerin
İkiyüzlü Subayları”
"Türkiye'de, özellikle M.Kemal'in
ordusunda Sovyet propagandası yapılması için ısrar edilmeli ve Kemalistlerin
ikiyüzlü subaylarının içyüzünü ortaya koymalısınız." 14 Aralık 1920,
Lenin'in telgrafı, Aynı eser, s.149)
Perinçek,
Harfi Harfine Ustaları Kopyalıyor
"Kemalist devrim, ilk adımda, yani
burjuva kurtuluş hareketi aşamasında kaldı. Gelişmesinin ikinci aşamasına,
toprak devrimi aşamasına geçme girişiminde bile bulunmadı. Ankara, emperyalizme
karşı savaş yürütürken, Ekim devrimi Rusya'sı ona yardım etmekle doğru bir iş
yapmıştı, Lenin'in anlayışına göre davranmıştı. Çünkü Ankara'nın mücadelesi
emperyalizmin güçlerini parçaladı, emperyalizmi zayıflattı ve itibarını sarstı.
Böylece dünya devriminin merkezinin gelişmesini, Sovyetlerin gelişmesini
kolaylaştırdı.
"Kemalist devrim, sadece Türkiye, İran
ve Afganistan gibi sanayi proletaryası hiç olmayan veya hiç denecek kadar az
olan, köylülerin güçlü bir toprak devriminin gelişmediği ülkelerde mümkündü.
Kemalist devrim, bir üst tabaka devrimiydi; milli ticaret burjuvazisinin
devrimiydi. Bu devrime yabancı emperyalistlere karşı mücadele içinde varıldı ve
devrimin daha sonraki gelişmesi, esas olarak köylü ve işçilere karşı, toprak
devrimi imkanlarına karşı yöneldi. Kemalist hükümet, işçi ve köylülere karşı
mücadelenin hükümetiydi, içinde komünistlere yer yoktu ve yer olmayacaktı.
"Kemalizm yolu, Doğu ülkeleri için
gerçekleşebilir bir örnek miydi? Türkiye'de burjuvazinin cılız Kemalist
diktatörlüğü belli özel koşullarda ortaya çıktı. Birinci Dünya Savaşı'ndan ve
Ekim Devrimi'nden sonra burjuvazi, Yunan saldırısını püskürtmede gösterdiği
başarı ve proletaryanın zayıflığı sayesinde bu rejimi kurdu. İkinci bir Türkiye
olamazdı. Kemalist Türkiye bile, gittikçe daha çok bir yarı-sömürge haline,
gerici emperyalist dünyanın bir parçası haline gelerek sonunda kendini
İngiliz-Fransız emperyalizminin kollarına atmak zorunda kaldı." Aynı eser, s.31-32)
Perinçek,
bir yandan Mustafa Kemal'inin cilt cilt kitaplarını basıp ucuz fiyatlarla
satmak için Ulusal Kanal'ında reklam kampanyaları düzenliyor. Öte yandan
yukarıdaki Marksist-Leninist-Maoist tahlilleri benimsediğini teyit ediyor.
Tabii çevresindeki emeki albay ve generaller,
Engin Ardıç üslubuyla söyleyecek olursak "keriz" değiller. Ama
birilerinin "kerizlendiğinin" pekala bilincindeler.
*** --- ***