15 Ağustos 2012 Çarşamba

"BABAM İÇİN AĞLAMADIM!!!”
   Doğu Perinçek'in kızı babası için neler söyledi?
      Doğu Perinçek'in Çin'de çalışan kızı Kiraz Perinçek'e göre yaşananlar bir Amerikan darbesi..
      Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in kızı Kiraz Perinçek, davayı "eşi görülmemiş bir Amerikan darbesi, 1971 ve 1980 bunun yanında sütten çıkmış ak kaşık gibi kalır" sözleriyle değerlendirdi. Perinçek, "Babam için ağlamadım. Vatanı sevmek, mitingde bayrak sallamak suçsa babam suçlu" dedi.

      Çin Uluslararası Radyosu'nda (CRI) 2.5 yıldır Türkçe yayınlar koordinatörlüğünü yürüten Perinçek, olimpiyat oyunları için Pekin'de bulunan Milliyet'e konuştu. Ergenekon davasına ilişkin soruları yanıtlayan Perinçek özetle şunları söyledi:

'BİR AMERİKAN DARBESİ'

      "Ergenekon davası, eşi görülmemiş bir Amerikan darbesidir. 1980 ve 1971 bunun yanında sütten çıkmış ak kaşık kalır. Bu dava hem bir hukuk skandalı, hem komedi. O yüzden babama değil, Güneydoğu'da geçen ay öldürülen Muhiyettin Öksün'e ve yeğeni Ömer Öksün'e ağlıyorum."

      "Davayla ilgili gelişmeleri okuyorum. Vatandaşlar Cem Yılmaz'a komedi malzemesi çıktığını söylüyor. Gerçekten öyle. Mitingde bayrak taşımak, vatanı savunmak suç sayılıyor."

      "Ergenekon davasının açılması, babamla arkadaşlarının doğru yolda olduklarının göstergesi. İP aleyhinde açılan kampanyaların sonucu. Bu davada ayrıca ordu da hedef alınıyor. Sonra bunun altını da Hrant Dink aleyhinde gösteriler yapan kişileri davaya katarak doldurdular."

'İLK DURUŞMADA ÇIKAR'

      "Bana göre babam ilk duruşmada tahliye edilecek. Son ziyaretimizde "Dua edin de eylülde çıkıp Çökertme'ye gidelim" dedi. Her yıl Çökertme'de tatil yapmayı çok sever. Uzun mesafeleri yüzerek geçer. Sağlığına dikkat eder. Babamı cezaevinde ziyaret ettim, bu dava nedeniyle hiç gözyaşı dökmedim."

      "AB, AKP'nin kapatma davası nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne karşı bir tür korumacı pozisyon aldı ve partiden yana duyarlılık gösterdi. Aynı hukuksal duyarlılık Ergenekon davasında tabii ki yok. Öyle olsaydı zaten AB de bildiğimiz AB olmazdı."

      "60'lı yıllarda Süleyman Demirel'in dava arkadaşı olarak bilinen dedem Sadık Perinçek ile babam arasında büyük bir çelişki ve ayrışma yok. Dedem halk adamıydı. Servet sahibi değildi. Hem dedemle, hem babamla gurur duyuyorum.

      Bugünkü siyasetçiler, dünya görüşü ne olursa olsun, Demirel'in ağırlığını taşımıyor. Günü gelince onların işi de bitecek. Bugün destekleyen Batı, onları bir anda silecek."

      "Gelecekten umutluyum" Türkiye dağılma ya da kurtulma ikilemi ile karşı karşıya. Her şeye rağmen umutluyum. Türk halkının büyük birikimi var. Emperyalizme karşı büyük bir savaş vermiş ve kazanmış. Başkalarının boyunduruğu altında yaşama kültürü yok. Bu nedenle gelecekten umutluyum."

      "Bence Türkiye yüzünü Asya'ya dönmeli. Çin'le daha yakın işbirliği yapmalı. Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan, Özbekistan çoktan beri işbirliği yapıyor. Enerji, terörle mücadele, sanayileşme konusunda ortak projeleri var.

      Türkiye de böyle yakın ilişki ve işbirliğiyle bir çok sorununu çözer. Türkiye'de ağalık düzeni sonlandırılmadan, Güneydoğu'da ekonomi düzeltilmeden terör sorunu da bitmez, Kürt sorunu da çözülmez."

KARDEŞİ DE HEP YANINDA

      Çin Uluslararası Radyosu'nda görev yapan Kiraz Perinçek'in bu sıralar bir konuğu var. 14 yaşındaki Can Perinçek tatil için ablasının yanına gelmiş. Yanında kardeşi olduğu halde Milliyet'e açıklamalarda bulunan Kiraz Perinçek, dünya liderlerinden Hugo Chavez (Venezuela), Lula Da Silva (Brezilya), Fidel Castro (Küba), Beşar Esad (Suriye) ve Mahmud Ahmedinecad'ı (İran) beğendiğini söylüyor. Hem Atatürk'ü hem Ahmedinecad'ı beğenmenin çelişki olmadığını da şöyle açıklıyor: "Sonuçta ortak yanları, emperyalizme karşı duruşları."

Milliyet

21.08.08 09:59
***   ***   ***

 UTANÇ AİLESİNİN FERTLERİ
   İnsanın böyle bir kızı olsaydı utanç duyardı. Ve böyle bir kızın öyle bir babası ve dedesi olsa yine utanç duyardı. 
Utanç duyardı çünkü: 
     1) Revizyonist Çin Partisi'nin kapitalist borazanı olan radyoda borazancılık yaptığı için. Oysa babası 1972'lerden itibaren Sovyet revizyonizmine ne kadar da "müthiş" muhalifti. İş Çin revizyonizmine karşı mücadeleye gelince babasından tık ses çıkmıyor. Türk derin devleti tavır almasını istemiyor olsa gerek. ABD Perinçekleri sahte ÇKP'ye casus olarak neden sızdırmış olmasın?
    •       2) Kızı diyor ki ,"Babamla dedem arasında büyük bir çelişki ve ayrışma yok" Ne kadar ilginç, karşı-devrimci Demokrat Parti ve Adalet Partisi'nde milletvekilliği yapmış dedesiyle kendisini Marksist ilan eden babası arasında nasıl çelişki olmaz? Çelişkiler yoğun olur ama ortak yönler olamaz. Perinçek'in kızı çelişki yok dediğine göre , demek ki Doğu Perinçek sahte solcu ancak gerçek "derin devlet"çi.

            3) Perinçek Kürt mücadelesini yolundan saptırmak için "Yıkılsın ağalık topraklar köylünün" sloganını ileri sürdü. Bu 1970'li yılların başında gözde slogandı ancak şimdi Kürt mücadelesini rayından saptırmak amacıyla Perinçek tarafından gündeme getiriliyor. Hatta buna bir de Kemal'in daha doğrusu bugünün Cumhuriyet’ini savunmayı ekliyor. Yani köylüler feodal düzenden kopsunlar ama Burjuva Cumhuriyet'e sadık kalsınlar.

            4) Perinçek'in Çin revizyonizminin hizmetindeki kızı (dolaylı olarak öyle aslı ABD hizmetinde ) TC bayrağını sallamayı seviyormuş. Dünyanın neresinde görülmüştür kendisini devrimci olarak niteleyen birinin burjuva devletin bayrağını sallamayı tercih edeceğini veya öyle bir eğilim taşıyacağını. Babası Marksizmin temel meselelerini iyi biliyor fakat bu meselelerde kıvırmayı çok daha iyi biliyor zatıali ise henüz toy olduğundan iyi kıvıramıyor ve yakayı çabuk ele veriyor. Gerçi böyle konularda kıvırmayı annesinden de öğrenemez, çünkü o da Marksizmi orta derecede bile bilmez.

            6) Babasını ABD hapse attırmış. Bu da mümkündür, çünkü;  ABD ve NATO üyesi olan AB ülkeleri eski politikalarını değiştirdiler, yani SOĞUK SAVAŞ dönemi sona erdi; şimdi dincilerle birlikte iyi geçinme temelinde neo-liberal çizgi gündemde. Hem de bu 1990'ların başında başlayan bir süreç. Ve işte zatıaliniz üzülse de üzülmese de sonuçta Birinci ve İkinci Dünya emperyalistlerinin politika değişikliğine uymadığı için o ve benzerleri "Ergenekon Yeniden Yapılanma " adlı yeni örgütsel belgeler hazırlamaya giriştiler. Ancak efendileri bunun hesabını sormakta gecikmedi. DAHA KISACASI ESKİDEN NATO KANALIYLA DERİN DEVLET TARFINDAN KULLANILAN BABANIZ ARTIK ISKARTAYA ÇIKARILDI VE BİR LİMON GİBİ SIKILIP BİR KENARA ATILDI. Halka değil devlete ve emperyalizme bel bağlayanların sonuna benzedi babanızın sonu!

            Babanız, 1970'LERDE MAOİST OLDUĞUNU İLERİ SÜRÜYORDU HATTA TÜRKİYE İHTİLALCİ İŞÇİ KÖYLÜ PA RTİSİ  ÜYESİ OLARAK EN AZ 10 CİVARINDA İNSAN GERİLLA EĞİTİMİ İÇİN BEKAA VADİSİNE GİTTİLER VE BİLDİĞİM KADARIYLA DOKUZU DEVRİM ŞEHİDİ OLDU VE FAİK BULUT DA 7 YIL KADAR HAPİS YATTIKTAN SONRA TÜRKİYE'YE DÖNEBİLDİ VE BUGÜN BABANIZIN SAFLARINDA DEĞİL! O gün Filistin'e gidilmesi iktidara gelmek için Maoizmin yolu olan UZUN SÜRELİ HALK SAVAŞI STRATEJİSİ'ni ülkede uygulamak içindi.(!!!)

            12 Mart darbesi sonucu örgütün laçka bir örgüt olduğu ortaya çıktı. Örgütün MK'sının neredeyse tamamı yakalandı ve ne hikmetse silahlı mücadeleye hazırlık yapan bir örgütün tamamı 1974 Affıyla serbest bırakıldı. Ayrıca cezaevi süreci AF ile noktalandıktan sonra Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi silahlı mücadeleden 1977 Kongresi ile birlikte vazgeçti. Yani artık Maoizmin Uzun Süreli Savaş Stratejisi / Halk Savaşı çizgisinden Leninist Genel ayaklanmaya geçilmişti. Ancak kendisini MK'de önder görenlerin iki farklı iktidar yolu arasındaki farkı görememeleri veya bir kısmının daha o zamandan "Derin Devlet"e angaje olmaları nedeniyle es geçildi.

            7) 1978 yılına legal partiyle girildi. Ve darbeye doğru iki yıl süre zarfında Türkiye Solu sahte sol ilan edildi. Maceracı ve anarşist, bireysel terörist olarak lanse edildi. PKK ise eşkiya ve çapulcuların oluşturduğu APOCULARDI. 12 Eylül darbesi yaklaştıkça ÜÇ DÜNYA TEORİSİ tamamen tahrif edildi ve ABD dünya barış cephesindeki güç olarak görüldü ve ABD dost güçtü tek düşman RUSLAR'dı.

            8) 12 Eylül darbesi Perinçek'in karşı çıktığı ve bu darbeye karşı mücadele görevleri ileri süren bir tutumda değildi. Hatta bizzat kendisi 25 kişi kadar arkadaşının darbecilere teslim olmasını bizzat kendisi istiyordu. Darbecilere teslim olmayan arkadaşlarına Perinçek ateş püskürüyordu.

            9) Peki 12 Eylül darbesi ABD darbesi olduğu halde o zaman darbecilere kuzu kuzu teslim olan Perinçek şimdi süren ERGENEKON OPERASYONU'nda neden itiraz ediyor.