APO’YU
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ’NE ÜYE YAPIN!!!


Bakın Apo neler
diyor:
"Apo
Kemalist olmuş diyebilirler. Mustafa Kemal bir devrimciydi. 19. yüzyılın
bilimine dayanıyordu. Ben ise 21. yüzyıl bilimine dayanıyorum"(...)
Demokratik
cumhuriyet Atatürk’ün
hediyesidir. Bunu geliştirmek bizim görevimizdir.(...)
Mustafa Kemal’in
1920 lerde yaptığı neyse benim 2000’
lerde yaptığım odur". (Ocak 2004 notları)
"son vasiyeti
Gençliğe Hitabesinde vardır. "(2004 notlari) "M. Kemal’in Bursa Nutku’nda gençliğe
söyledikleri vardır. Sizde okumalısınız. Öneriyorum. Gençliğe yönelik olarak
cumhuriyeti biz kurduk siz geliştirin demişti". (14.05 03)
"1920 lerdeki M. Kemal’in çağdaş misyonunu günümüzde üstlenmişim"
"Bunlar M.
Kemal’i de anlamıyorlar. Mustafa Kemal’e ulus-devletin kurucusudur
diyorlar. O günün koşullarında doğrudur ama o, özgürlükçüdür. Onun için
bağımsızlık ve özgürlük esastır. Milliyetçiliği de devletçiliği de özgürlük
için gerektiği kadar kullanmıştır. O dönemde yapabileceği başka bir şey yoktu.
Fırsat buldukça inceliyorum. O da benim gibi çok okuyormuş; sabahlara kadar.
Benim okuduğum türden kitaplar okuyormuş. Devletler, medeniyetler tarihi,
politika üzerine ve daha birçok kitap okumuştur. Mustafa Kemal, kendi
çağındaki bütün filozofları okumuştur. Kendi döneminde ve koşullarında ne
yapsın, ancak onları yapabildi. Avrupa medeniyetini, batı medeniyetini hedef
aldı, mürşit olarak bilimi gösterdi. Bu gün yapmış olsaydı, o da bizim
yaptıklarımızı yapacaktı" (Av.Not.ekim 2006).
. "M.
Kemal 70 yaşındaki bir Kürd yaşlısının elini öpmüştür"
diyor.
: "Türkiye’nin yumuşak karnı kuzey Irak’tır. Burada
milliyetçi Kürdler eliyle İngiliz ve ABD tarafından bağımsız bir Kürd devleti
kurulmak isteniyor. İsrailvari bir Kürd devleti kurulmak isteniyor ve bu kuzeyi
de kapsıyacaktır. Devletin buna dikkat etmesi gerekir" .(yıl
2003,Özgür Gündem)
Daha sonraki Avukat görüşmelerinde ise şöyle söylüyor; "Barzani ailesi Sabetaycı (Yahudiliğini gizleyerek Müslüman olduğunu söyleyen
Yahudilere deniliyor) bir kökenden geliyor, onun için Yahudilerle özel
ilişkileri vardır".
, "Bunların savaş çıkarmayacakları, Şeyh Sait gibi yapmayacakları ne malum? Barzani
ve Talabani kırk yıl sesiz kaldılar, sonrada Irak’ı bu hale
getirdiler (...) Türkiye’nin önüne derinleştirilmiş Sevr’i koyacaklar".
(Ocak 2004 notlari)
Abdullah Öcalan, aynen şöyle söylüyor; "ben
1920’lerdeki M. Kemal’in cağdaş
misyonunu üstlenmişim. O dönem M. Kemal’e karşı yapılan Kürd ayaklanmaları
gericidir"(...)"Bin yıllık bu diyalog hayatidir.
Anadolu’ya girişle başlayan bu diyalog Çanakkale’ye kadar devam eder. Alpaslan, Yavuz Selim, M.Kemal’de bu
stratejik itifakın önemini zamanında görmüşlerdi"
Başka bir görüşme notlarında politik projesini söyle ifade
ediyor; "Devletin temel ilkelerine, üniter yapısı, anayasal kurumlarına
karşı değiliz. Bizim bu kurumlarla bir sorunumuz yoktur. Bireysel haklar ve
kültürel haklar önemlidir" (... ) "Bizim taleplerimiz MİT
müsteşarının dile getirdiği görüşlerinden daha fazlası değildir". (şubat,2007
notları).
Başka bir görüşmede Abdullah
aynen şöyle diyor; "Bizi tasfiye etmek istiyorlar. Eğer bizi tasfiye
ederlerse, bazı Kürd partileri hazırdır. Devreye bunlar girecekler. Daha fazla
taleple Türkiye’nin önüne gelecekler. Bunları Türkiye’de elbette gören bazı
kesimler var. Mehmet Ağar biraz
görüyor". Abdullah bu konuda Mehmet Ağar ile hemfikir olduğunu, parelel düşündüklerini
belirtiyor. Devamında şöyle söylüyor, "Üniter devlet sorunumuz yoktur.
Misak-i Milli sınırlarını tartışmıyoruz. "(10.03.2007)
Abdullah Öcalan
başka bir Avukat görüşmesinde bakın ne diyor: "Sorgu sürecinde senin
güvenliğin önemli dediler.(...) Bana da birşey yapabilirler, çünkü
devlete karşı çizgi var" (21.01.04, Avukat not.).
Rucan Keleş / 05.04.07
****