7 Aralık 2012 Cuma

APO’YU ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ’NE ÜYE YAPIN!!!


Bakın Apo neler diyor: 

"Apo Kemalist olmuş diyebilirler. Mustafa Kemal bir devrimciydi. 19. yüzyılın bilimine dayanıyordu. Ben ise 21. yüzyıl bilimine dayanıyorum"(...)

 Demokratik cumhuriyet Atatürk’ün hediyesidir. Bunu geliştirmek bizim görevimizdir.(...)

Mustafa Kemal’in 1920 lerde yaptığı neyse benim 2000’ lerde yaptığım odur". (Ocak 2004 notları)

 "son vasiyeti Gençliğe Hitabesinde vardır. "(2004 notlari) "M. Kemal’in Bursa Nutku’nda gençliğe söyledikleri vardır. Sizde okumalısınız. Öneriyorum. Gençliğe yönelik olarak cumhuriyeti biz kurduk siz geliştirin demişti". (14.05 03)

"1920 lerdeki M. Kemal’in çağdaş misyonunu günümüzde üstlenmişim"

"Bunlar M. Kemal’i de anlamıyorlar. Mustafa Kemal’e ulus-devletin kurucusudur diyorlar. O günün koşullarında doğrudur ama o, özgürlükçüdür. Onun için bağımsızlık ve özgürlük esastır. Milliyetçiliği de devletçiliği de özgürlük için gerektiği kadar kullanmıştır. O dönemde yapabileceği başka bir şey yoktu. Fırsat buldukça inceliyorum. O da benim gibi çok okuyormuş; sabahlara kadar. Benim okuduğum türden kitaplar okuyormuş. Devletler, medeniyetler tarihi, politika üzerine ve daha birçok kitap okumuştur. Mustafa Kemal, kendi çağındaki bütün filozofları okumuştur. Kendi döneminde ve koşullarında ne yapsın, ancak onları yapabildi. Avrupa medeniyetini, batı medeniyetini hedef aldı, mürşit olarak bilimi gösterdi. Bu gün yapmış olsaydı, o da bizim yaptıklarımızı yapacaktı" (Av.Not.ekim 2006).

. "M. Kemal 70 yaşındaki bir Kürd yaşlısının elini öpmüştür" diyor.

: "Türkiye’nin yumuşak karnı kuzey Irak’tır. Burada milliyetçi Kürdler eliyle İngiliz ve ABD tarafından bağımsız bir Kürd devleti kurulmak isteniyor. İsrailvari bir Kürd devleti kurulmak isteniyor ve bu kuzeyi de kapsıyacaktır. Devletin buna dikkat etmesi gerekir" .(yıl 2003,Özgür Gündem)

Daha sonraki Avukat görüşmelerinde ise şöyle söylüyor; "Barzani ailesi Sabetaycı (Yahudiliğini gizleyerek Müslüman olduğunu söyleyen Yahudilere deniliyor) bir kökenden geliyor, onun için Yahudilerle özel ilişkileri vardır".

, "Bunların savaş çıkarmayacakları, Şeyh Sait gibi yapmayacakları ne malum? Barzani ve Talabani kırk yıl sesiz kaldılar, sonrada Irak’ı bu hale getirdiler (...) Türkiye’nin önüne derinleştirilmiş Sevr’i koyacaklar". (Ocak 2004 notlari)

Abdullah Öcalan, aynen şöyle söylüyor; "ben 1920’lerdeki M. Kemal’in cağdaş misyonunu üstlenmişim. O dönem M. Kemal’e karşı yapılan Kürd ayaklanmaları gericidir"(...)"Bin yıllık bu diyalog hayatidir. Anadolu’ya girişle başlayan bu diyalog Çanakkale’ye kadar devam eder. Alpaslan, Yavuz Selim, M.Kemal’de bu stratejik itifakın önemini zamanında görmüşlerdi"

Başka bir görüşme notlarında politik projesini söyle ifade ediyor; "Devletin temel ilkelerine, üniter yapısı, anayasal kurumlarına karşı değiliz. Bizim bu kurumlarla bir sorunumuz yoktur. Bireysel haklar ve kültürel haklar önemlidir" (... ) "Bizim taleplerimiz MİT müsteşarının dile getirdiği görüşlerinden daha fazlası değildir". (şubat,2007 notları).

Başka bir görüşmede Abdullah aynen şöyle diyor; "Bizi tasfiye etmek istiyorlar. Eğer bizi tasfiye ederlerse, bazı Kürd partileri hazırdır. Devreye bunlar girecekler. Daha fazla taleple Türkiye’nin önüne gelecekler. Bunları Türkiye’de elbette gören bazı kesimler var. Mehmet Ağar biraz görüyor". Abdullah bu konuda Mehmet Ağar ile hemfikir olduğunu, parelel düşündüklerini belirtiyor. Devamında şöyle söylüyor, "Üniter devlet sorunumuz yoktur. Misak-i Milli sınırlarını tartışmıyoruz. "(10.03.2007)

Abdullah Öcalan başka bir Avukat görüşmesinde bakın ne diyor: "Sorgu sürecinde senin güvenliğin önemli dediler.(...) Bana da birşey yapabilirler, çünkü devlete karşı çizgi var" (21.01.04, Avukat not.).

Rucan Keleş / 05.04.07
****