23 Aralık 2012 Pazar

AKHİSAR'DA GERİCİLİK YUVASI, YENİ İMAM HATİP ORTAOKULLARI AÇILDI...
 

     Amerikan işbirlikçisi-yobazlar hükümeti AKP’nin yobaz okullar projesi çerçevesinde İmam Hatip Ortaokulları açması nedeniyle daha önce internette yer alan Miskımilli, Ali Şefik İlköğretim Okulu siteleri kaldırılmıştır. Yobazlar hükümeti 4+4+4 Yasası ile yobazlık okulu İmam Hatipleri açmasıyla birlikte Akhisar’ın en köklü ve en elit İlkokulu olan Misakımilli İlkokulu binasını gasp ederek İmam Hatip Ortaokulu yapmıştır. Bu alçakça bir girişimdir. Bu Akhisar halkının laik eğitimine yapılan yobaz bir saldırıdır.


Akhisar’da Yeni İmam Hatip Ortaokulları Açıldı
            2012-2013 Eğitim-öğretim yılında faaliyetlerine başlayacak olan Ayvaz Dede İmam Hatip Ortaokulu, Eski Kız Meslek Lisesi binasında, Akhisar İmam Hatip Ortaokulu, Akhisar Anadolu İmam Hatip Lisesi bünyesinde açıldı.
            Akhisar Ayvaz Dede İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Mahmut Pehlivan;” 2012-2013 Eğitim-öğretim yılında 4.sınıftan 5.sınıfa geçen öğrencileri ağırlayacak olan okullarda kayıtlar devam etmekte aynı zamanda bilgi almak isteyen velilere bilgilendirilmeler yapılmaktadır. Öğrencilere Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi vb. derslerle birlikte normal ortaokul müfredatı yanında, Arapça, Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri de okutulacak” dedi.
            Akhisar Ayvaz Dede İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Mahmut Pehlivan;” 2012-2013 Eğitim-öğretim yılında 4.sınıftan 5.sınıfa geçen öğrencileri ağırlayacak olan okullarda kayıtlar devam etmekte aynı zamanda bilgi almak isteyen velilere bilgilendirilmeler yapılmaktadır. Öğrencilere Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi vb. derslerle birlikte normal ortaokul müfredatı yanında, Arapça, Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri de okutulacak” dedi.

Önce Kız Meslek Lisesinin Yeri Sonra Misakımilli İşgali
     2012-2013 Eğitim-öğretim yılında faaliyetlerine başlayacak olan Ayvaz Dede İmam Hatip Ortaokulu, Eski Kız Meslek Lisesi binasında, Akhisar İmam Hatip Ortaokulu, Akhisar Anadolu İmam Hatip Lisesi bünyesinde açıldı.
      Akhisar Ayvaz Dede İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Mahmut Pehlivan;” 2012-2013 Eğitim-öğretim yılında 4.sınıftan 5.sınıfa geçen öğrencileri ağırlayacak olan okullarda kayıtlar devam etmekte aynı zamanda bilgi almak isteyen velilere bilgilendirilmeler yapılmaktadır. Öğrencilere Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi vb. derslerle birlikte normal ortaokul müfredatı yanında, Arapça, Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri de okutulacak” dedi. http://www.akhisarpress.com/haber/akhisarda-ayvaz-dede-imam-hatip-ortaokulu-acildi-1110.html
"OKULUMUZ TAŞINDI... 
     2012-2013 Eğitim Öğretim yılında, Tahirün Caddesindeki Misak-ı Milli Ali Şefik İlköğretim okulu Ek binası alt katındayız.

KAYITLARIMIZ DEVAM EDİYOR...
     5.Sınıfa öğrenci kayıtlarımız devam etmektedir. Okulumuzu tanımak, bilgi almak ve kayıt yaptırmak isteyen velilerimizi bekliyoruz...
2012-2013 Eğitim öğretim yılında 4+4+4 ün meyvesi olarak bağımsız olarak açılan okulumuz diğer orta okullar ile aynı müfredata sahip olmakla birlikte, Kuran ı Kerim , Peygamberimizin Hayatı, Arapça ve Temel Dini Bilgiler gibi 4 farklı ders ile öğrencilerinin ahlaki ve milli değerlere sahip çıkan erdemli bireyler olarak yetişmesini hedeflemektedir."


OKULUMUZUN TARİHÇESİ
(MİSAKIMİLLİ İLKOKULU)
1964-1969 yılları arasında öğretmenim Leman Bertan tarafından eğitim gördüğüm Misakı Milli İlkokulu (Turgut Balya)

     Yobazlık okulu olan İmam Hatip Ortaokulu’nun açılma kararı sonucu yeri işgal edilen ve benim de beş yıl öğrenim gördüğüm Misakımilli İlkokulunun tarihçesi.
   "Okulumuzun yeri 1924 yılına kadar sebze bahçesiydi. Kaymakam Talat Bey ve General Fahrettin ALTAY’ın girişimleri, ayrıca Belediye Başkanı Mehmet MÜDERİSOĞLU’nun yardımıyla, okul yapımına başlanmıştır. Okulun yapımında Yunan esirleri çalışmış, 1925 yılında binanın yapımı bitmiştir. Misak-ı Milli adı verilerek, erkek numune okulu olarak hizmete açılmıştır. Okulumuzun tüm kadrosu 1938 yılında yeni yapılan Altı Eylül İlkokuluna taşınmış, okulumuz binasına Ortaokul yerleştirilmiştir. 1933 yılında İlçemiz ileri gelenlerinden Ali Şefik Bey’in annesi Ayşe Hanım hastane olarak yaptırdığı, (şimdiki Müze binasına) Ali Şefik Ortaokulu olarak taşınmıştır. 8.3.1947 tarihinde Okulumuz Misak-ı Milli İlkokulu olarak Türk Milli Eğitiminin hizmetine girmiştir. Bu binanın yapımına neden olan Selim Zade Ali Şefik Bey Akhisar’ın Soylu ailelerinden Selim Zade Raşit Bey’in oğludur. 1880 yılında yine Akhisar’da doğmuştur. Soy olarak asil olduğu gibi ruhen de ileri derecede milliyetçi bir insandı. İttihat-ı Terakki Cemiyeti’nin Akhisar şubesinde arkadaşlarıyla başarılı çalışmalarda  bulunmuş, ayrıca Donanma Cemiyetinde de çalışmıştır. 13 Ocak 1918’de 38 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Onun bu ani ölümü karşısında arkadaşları ve annesi çok üzülmüştür. Geriye soyunu ve adını devam ettirebilecek hiç kimse bırakmamış, bu nedenle bu vatanseverin adının anılmasını sağlamak annesi Ayşe Hanım 1932 yılında bugünkü müze binasının bulunduğu yere bir hastane yaptırmaya karar vermiştir. Bina 1933 yılında tamamlanmış, adı da Ali Şefik hastanesi olmuştur. Fakat bazı nedenlerden dolayı hastanenin açılması devamlı gecikmektedir. Bu sırada (29.10.1933) bugünkü Kaymakamlık Evi’nde İkmal Ortaokulu açılmıştı. Ancak yeterli değildi. Kasabalı öğretmeniyle, öğrencisiyle, yetkilisiyle kalabalık bir grup olarak Efendi Mahallesi’ndeki Ayşe Hanımın evine gidip, halen boş olan hastane binasının Milli Eğitime verilmesini, adının aynı kalacağını, bu nedenle oğlunun anısının ebediyen yaşayacağını belirtirler. Çocukları çok seven Ayşe Hanım bu isteği geri çeviremez ve binayı Milli Eğitime bağışlar. Aynı yıl (1933) İkmal Ortaokulu Ali Şefik binasına taşınır ve eğitime başlar. 21.08.1936 tarihinde resmi bir ortaokul haline gelir. Bir ara okul (1937-1938) şimdiki Misak-ı Milli İlkokuluna taşınırsa da bu kısa sürer. Ali Şefik Ortaokulu (1940-1943) yılında bir ara yine pansiyon binası olarak kullanılır. Daha sonra tekrar ortaokul olarak kullanılır. 1947 yılında binanın arka tarafına dört derslikli bir ek bina yapılmıştır. 1970 yılında doğu bahçesinin güneydoğu köşesine kız ve erkek tuvaletleri, 1972 yılında da yine doğu bahçesinin kuzeydoğu köşesine bir işlik binası yapılmıştır. Ulu  Önderimiz Atatürk’ün doğumunun 100. Yılında da ön bahçeye bir Atatürk büstü dikilmiştir. Memleket için böyle hayırlı bir müessesin açılmasına neden olan Ali Şefik Bey, halen Akhisar Sinan Kadı (Aynalı Camii) avlusunda ebedi istirahatgahında yatmaktadır. Ruhu şad olsun. 1991 yılına kadar 10 derslik olarak hizmet veren okulumuzun binası ihtiyacı karşılamaya yetmediğinden yeni bir bina yapılması düşünülmüş, ancak kazı çalışmaları sırasında tarihi kalıntılan çıkınca SİT ALANI ilan edilmiş, binanın yapımı durdurulmuştur. Bu nedenle Misak-ı Milli İlkokulu’nun bahçesine 16 derslikli yeni bir bina yapılmış ve 1992 yılından itibaren Ali Şefik Ortaokulu bu binada hizmet vermeye başlamıştır. 8 yıllık temel eğitim çerçevesinde aynı bahçede olan iki okul birleşmiş ve 16/09/1996 tarihinden itibaren Misak-ı Milli Ali Şefik İlköğretim Okulu olarak hizmete başlamıştır. 1999-2000 Eğitim-Öğretim yılında 18 derslikli yeni bina daha yapılmıştır. Halen çift öğretim yapan okulumuzda 1 (bir) Müdür, 1 (bir) Müdür Başyardımcısı, 4 (dört) Müdür Yardımcısı ve 80 öğretmen görev yapmaktadır."


İnternette İptal Edilen Siteler

     Amerikan işbirlikçisi-yobazlar hükümeti AKP’nin yobaz okullar projesi çerçevesinde İmam Hatip Ortaokulları açması nedeniyle daha önce internette yer alan Miskımilli ve Ali Şefik İlköğretim Okulu siteleri kaldırılmıştır. Yobazlar hükümeti 4+4+4 Yasası ile yobazlık okulu İmam Hatipleri açmasıyla birlikte Akhisar’ın en köklü ve en elit İlkokulu olan Misakımilli İlkokulu binasını gaspederek İmam Hatip Ortaokulu yapmıştır. Bu alçakça bir girişimdir. Bu Akhisar halkının laik eğitimine yapılan yobaz bir saldırıdır.

     İşte kaldırılan siteler.

Akhisar Misak-ı Milli Ali Şefik İlköğretim Okulu - Milli Eğitim Bakanlığı

okulweb.meb.gov.tr/45/03/379314/personelimiz.html
Akhisar Misakı Milli Ali Şefik İlköğretim Okulu Web Sitesi.

Akhisar Misak-ı Milli Ali Şefik İlköğretim Okulu - Milli Eğitim Bakanlığı

okulweb.meb.gov.tr/45/03/379314/hizstandart.html
ÖĞRENCİ NAKİL e-Okul Nakil gelen, 1-Veli Dilekçesi 2-Öğrenci Nüfus Cüzdanı T.C. Kimlik No 3- Varsa şehit ve muharip gazi çocukları ile özel eğitime ihtiyacı ...


MANİSA-AKHİSAR (Misak-ı Milli Ali Şefik İlköğretim Okulu)

mmasi.meb.k12.tr/
Okul, yöneticileri, öğretmen kadrosu ve okul etkinlikleri hakkındaki bilgilere yer veriliyor.


Akhisar Misak-ı Milli Ali Şefik İlköğretim Okulu

okulweb.meb.gov.tr/45/03/379314/okulumuz.html
Okul Kodu : Okul Müdürü : Telefon : Fax : e-posta : Adres : web Adresi : 379314 İsmail BİLGEN 0(236) 414 19 40 0(236) 412 33 96 379314@meb.k12.tr ...

Başka İsim Bulamadılar…
     Yobaz ve Amerikan işbirlikçisi hükümet Akhisar’da yobazları memnun edebilecek bir isim bulamamaktadır. O yüzden açtığı İmam Hatip Ortaokulu’na hiç kimsenin duymadığı-bilmediği ve asla önem vermeyeceği ve alay konusu yapacağı bir isim bulmuştur. Kimdir bu isim? Ayvaz Dede ismidir. Dede deyince Alevilerin dedesi anlaşılmasın, bu uyduruk dede “kılıç müslümanı” bir dinci-sömürgeci bir işbirlikçinin adıdır. Bulunan isim bundan 500 yıl önce yaşamış bir yobazın ismidir. Demek ki, Akhisar toprakları son beşyüz yıldır kayda değer bir yobaz-işbirlikçi yetiştirmemektedir. Bundan  dolayıdır ki, dinci-sömürgeci yatılı din eğitimi veren …….yurdu yıllarca Şahin Hoca adlı Erzurum gerici-yobazı tarafından yönetilmiştir. Bu tip Soğuk Savaş yıllarında Amerikan politikalarının hizmetinde sürdülen anti-komünist faaliyetlerin bir parçası olarak bu Akhisar topraklarını o işbirlikçi ayaklarıyla kirletmiştir. Erzurum ithali bir dinci gerici olup, o yıllarda 1960’larda bisiklete binmeyi bile günah sayanlardandır. 1970’lerin başında bisiklete binmek günah diyen bu dinci-sömürgeci yobaz kendisine bir adet Mobylet (bisiklet türü motosiklet) almıştır. Bu konuda halkın dilinden düşmeyen bir bir olay da yaşanmıştır. Şahin Hoca adlı bu Erzurum gerici-yobazı  İstanbul-İzmir yolunda BP benzin istasyonu karşısında mobylete biner ancak Kuran’da trafik kurallarından bahsedilmediği için bu kuralları bilmeyen yobaz ters yöne girer ve o sırada karşıdan bir İstanbul-İzmir otobüsü gelmektedir, otobüsün kendisine çarpacağını anlayan hoca kendini motosikletten atarken çığlık atmaya başlar, “Allah, Allah, Allah, Allahım günahlarımı affet yarabbim!!”. Tabii otobüs fren yapar ve yobaz ölümden döner.   

Dinci-milliyetçiler Milli Eğitimde Görevlendirilmiş
     Milli Eğitim AKP tarafından kadrolaşmanın en yoğun olduğu bir kamu kuruluşudur. Milli Eğitim Bakanı olarak bir eski CHP’li adeta göz boyamak maksadıyla o koltukta oturmaktadır. Bu kadrolaşmanın en somut örneklerinden biri Akhisar İlçe Milli Eğitiminde görülmektedir. Sosyal demokrata hatta liberale bile yer verilmeyecek şekilde dinci-milliyetçi bir kadrolaşma söz konusudur. 

Akhisar Milli Eğitim’indeki milliyetçi-dinci kadrolaşma.
 
  Süleyman Mermer İlçe Milli EğitimMüdürü
 1965 Yılında Akhisar’da doğdu. Akhisar Gazi İlkokulu (1976), Akhisar İmam Hatip Lisesi(1984) ve DEÜ İlahiyat Fakültesinden mezun oldu(1989). Aydın Söke İmam Hatip Lisesi(1989-1992) ve Akhisar İmam Hatip Lisesinde (1992-1995) meslek dersleri öğretmeni olarak görev yaptı.(1995-1999) yılları arasında Akhisar İmam Hatip Lisesinde müdür yardımcılığı,(1999-2003) arası Akhisar Ülkü İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yaptı. 2003 Ağustos ayında Akhisar Namık Oğul Lisesinde kurucu müdür olarak görevlendirildi. (2004-2007) Namık Oğul Lisesi müdürlüğü, (2007-2008) Görevlendirme Akhisar İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü, (2008-2011) Akhisar İlçe Milli Eğitim  Müdür Vekilliği yaptı. 10/05/2011 Tarihinde Akhisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atandı. Evli ve üç çocuğu vardır.
 
 Cafer Tetik (Şube Müdürü)
  1978 Akhisar doğumlu. İlköğrenimini Akhisar Ülkü İlköğretim Okulu nda tamamladı. 1994 yılında Akhisar İmam Hatip Lisesi nden mezun oldu. Lisans Eğitimini 1999 yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi FİZİK bölümünde tamamladı.1999-2002 yılları arasında Siirt ili Baykan İlçesi Günbuldu Köyü İlköğretim Okulunda Sınıf Öğretmenliği görevini yaptı. 2002-2005 yılları arasında Akhisar Tütenli İlköğretim Okulu ve Zeytinliova İlköğretim Okulu’nda Sınıf Öğretmenliği görevine devam etti. 2005 yılında Görevde Yükselme Sınavı ile Akhisar 75.Yıl-Aysun Karalar İlköğretim Okulu’na Müdür Yardımcısı olarak atandı. İkinci Üniversite eğitimine Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü ile devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babası olup, halen Akhisar İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevini yürütmektedir.
 
Sabahattin Çakmak (Şube Müdürü)
   1955 yılında Kırkağaç’ın Demirtaş köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kırkağaç ve Akhisar’da tamamladıktan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi bölümünü 1980 yılında bitirdi. Sırasıyla Burdur Eğitim Enstitüsü, Burdur Cumhuriyet Lisesi,Gölhisar İmam-Hatip Lisesi İzmir Çandarlı İlköğretim Okulunda görev yaptıktan sonra 1986 yılında Zeytinliova Lisesi Öğretmeni ve daha sonra müdür yardımcısı olarak görev yaptı.1997 yılında Akhisar İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü olarak göreve başladı.Unesco Dünya Dans Konseyi üyesi olup evli ve iki oğlu vardır.
 
 Yılmaz Hadanoğlu (Şube Müdürü)
1955 Van dğumlu olup 1979 Ege Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum.
     1980 - 1986 yılları arasında özel sektörde çalıştım. 1986 - 2004 yıllarında 100. Yıl Üniversitesinde Şube Müdürü, 2004 - 2009 yıllarında Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğü´nde Şube Müdürü olarak görev yaptım. 2009 yılından itibaren Akhisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü´nde Şübe Müdürü olarak çalışmakta olup, evli ve bir çocuk babasıyım.
 
Halil İbrahim Şimşek (Şube Müdürü)
1965 Yılında Sındırgı'da doğdu.İlkokulu Medar Kasabasında,orta ve liseyi Akhisar'da bitirdi.1989 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu.Askerliğini kısa dönem olarak yaptı.1991 yılında Şanlı Urfa'nın Suruç ilçesi İmam-HAtip Lisesinde göreve başladı.1993 yılında Akhisar Anadolu Teknik Lisesi Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesine tayin oldu.2007 Ağustos ayında Akhisar Anadolu Öğretmen Lisesine atandı.Halen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapmaktadır.Çeşitli sivil toplum örgütlerinde yönetici olarak görev yaptı.Evli ve üç çocuk babasıdır.



Akhisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ait Web sitesinde Adem Göksügür ve Cafer Tetik adlı kişilerin Şube Müdürü oldukları belirtilmekle birlikte, şahısların kimlik ve görev yeri bilgileri gizlenmiştir. Diğer iki Şube Müdür Sabahattin Çakmak ve Yılmaz Hadanoğlu’nda gizleme yapılmamıştır. 



Arap Casusu Dinci-Sömürgeci Yobazların Ayvaz Dedesi
     “Ayvaz Dede , 502 yıl evvel yaşamıştır . Hacı Bayram Veli'nin talebesi olan Akşemseddin’in halifesi İbrahim Tennurinin oğlu, Şeyh Kamil’in yetiştirmiş olduğu Şeyh İsa Hazretlerinin talebelerindendir. Akhisar’lıdır.
     Ayvaz Dede; Fatih Sultan Mehmet’in emri ile Akhisar’dan Balkanlara doğru yola çıkar. Amacı; bir çok müridi, öğrencisi ile Müslümanlığı yaşayarak anlatmaktır. Sonunda konakladıkları yer Bosna’dır. Bosna’da yıllarca kalarak Bogomillerle sohbetlerle, din ve eğitimleri üzerine görüş ve bilgilerini sunar. Aynı zamanda değirmencilikle uğraşır.
     O yıllarda Bosna kuraklık çekmektedir. Ayvaz Dede ve talebeleri kendi yaşadıkları bölgenin ismini de Akhisar olarak belirlemişler. Bu kuraklığı gören Ayvaz Dede yine yollara koyulur ve dağlarda su yatakları aramaya başlar. Suyu bulur ve bulduğu bu suyu şehre ve köylere ağaç olukları ile indirmeye başlar. Ancak önüne metrelerce yüksek dağ gibi bir kaya çıkar. Suyun geçmesine engel olur. Ayvaz Dede çaresizdir. Çare ise Şeyh İsa Hazretlerinden aldığı ders sabır ve terbiye ile okumaya, dua etmeye başlar. Tam 40 gün sonra gece rüyasında kayanın yarıldığını görür ve uyandığında kaya gerçekten ortadan ikiye yarılmış ve suyun geçmesine izin vermiştir. Ayvaz Dede’nin sohbet ve dini eğitimlerini içtenlikle dinleyen ve kabullenen Bogomillerin bu olaydan sonra da topluca Müslüman oldukları bilinir.
     Orta Bosna da Kraula, Prusac kasabaları ve Ajvatovica dağında her Haziran ayının son pazar günü düzenledikleri şenliklerdir. Ajvatovica Dağı ; Bugojno ve Kladanj (Donji Vakuf kasabası) yakınında bir dağdır. Ayvaz dede, Akhisar’dan gelip Bogomiller`in yaşadığı bu dağda yaşamıştır.
     Ayvaz Dede adına şenlikleri bayram havası şeklinde geçer; genci yaşlısı , kadını erkeği ile çok görkemli ve muhteşem bir gün yaşanır.
Her yıl onbinlerce kişinin katılımıyla Bosna Hersek’te yapılan bu etkinlik görkemli bir şekilde kutlanmaktadır. http://okulweb.meb.gov.tr/45/03/725982/ayvazdede/ayvazdede.html

Bogomiller Yalanı
     Ayvaz Dede maddesini Google yükletenlerin bir başka yalanı ise Bogomiller konusundadır. Bogomiller Doğu Avrupa’nın en önemli bir Ezoterik-Batıni tarikatıdır. İslam dışıdır. Bogomillerin İslam olmaları asla söz konusu olmamıştır ve olamaz. Bogomiller hareketi XI.yüzyılda İzmir’in bir köyünde ortaya çıkmış, Trakya ve Bulgaristan’da gelişmiş oradan Sırbistan’a ve Bosna’ya ve İtalya ve Fransa’ya yayılmıştır. Çok uzun bir tarih döneminde varlığını sürdürmüştür. Bkz. Kadir Albayrak, Bogomolizm ve Bosna  Kilisesi, Emre Yayınları, Eylül 2005. “Bosna-Hersek’in eşrafı yani Voyvoda ve Knezler, Bogomil mezhebine girdiler ve hatta ülkenin başkanı olan ‘Ban’ bile bir süre bu mezhebe taraftar olduğunu ilan etmişti.” Age, s. 234  “Bogomiller Balkan yarımadasının batı kesimlerinde, özellikle Bosna, Hersek ve Dalmaçya’da  kendilerine çok bereketli topraklar buldular. Bu sayede de ‘Bosna Kilisesi’ adıyla bilinen güçlü ve düzenli bir inanç hareketi kurmaimkanı elde ettiler ve böylece bu hareket Orataçağ boyunca Avrupa’da Heretikliğin merkezi olarak çok önemli bir rol oynamıştır. Bosna’da bu Heretiklere Bogomiller dışında Kutugeri ve Pataren şeklinde adlar da verilmiştir.” Age, s. 242  
     II. Mehmet Fatih 1463 yılında Bosna’ya Osmanlı işgal kuvvetlerini göndermiş ve feodal-emperyalist işgal sonucu halkın bir kısmı korkudan “kılıç müslümanı” haline gelmiştir. Yoksa durum asla uyduruk Ayvaz Dede komikliği gibi değildir.
     Bogomiller sınıfsız toplum yanlısıdır, İslamcı gibi gırtlağına kadar malk-mülk düşkünü değildir.

Ayvaz Dede Kimdir? Yalan Üstüne Yalan !
     Bu yıl 502.senesi kutlanacak olan Ayvazdede Şenlikleri ne için yapılıyor? ve Ayvaz Dede kimdir?
     Ayvaz Dede, 502 yıl evvel yaşamıştır . Hacı Bayram Veli’inin talebesi olan Akşemseddin’in halfesi İbrahim Tennurinin oğlu , Şeyh Kamil’in yetiştirmiş olduğu Şeyh İsa Hazretlerinin talebelerindendir. Akhisar’lıdır.
     Ayvaz Dede; Fatih Sultan Mehmet’in emri ile Akhisar’dan Balkanlara doğru yola çıkar. Amacı; bir çok müridi, öğrencisi ile Müslümanlığı yaşayarak anlatmaktır. Sonunda konakladıkları yer Bosna’dır. Bosna’da yıllarca kalarak Bogomillerle sohbetlerle din ve eğitimleri üzerine görüş ve bilgilerini sunar. Aynı zamanda değirmencilikle uğraşır.
     O yıllarda Bosna kuraklık çekmektedir. Ayvaz Dede ve talebeleri kendi yaşadıkları bölgenin ismini de Akhisar olarak belirlemişler. Bu kuraklığı gören Ayvaz Dede yine yollara koyulur ve dağlarda su yatakları aramaya başlar. Suyu bulur ve bulduğu bu suyu şehre ve köylere ağaç olukları ile indirmeye başlar. Ancak önüne metrelerce yüksek dağ gibi bir kaya çıkar. Suyun geçmesine engel olur. Ayvaz Dede çaresizdir. Çare ise Şeyh İsa Hazretlerinden aldığı ders sabır ve terbiye ile okumaya, dua etmeye başlar. Tam 40 gün sonra gece rüyasında kayanın yarıldığını görür ve uyandığında kaya gerçekten ortadan ikiye yarılmış ve suyun geçmesine izin vermiştir. Ayvaz Dede’nin sohbet ve dini eğitimlerini içtenlikle dinleyen ve kabullenen Bogomillerin bu olaydan sonra da topluca Müslüman oldukları bilinir.
     Müslüman olan Boşnaklar o tarihten sonra Ayvaz Dede adına şenlikler düzenler. http://www.bosnakmedya.com/bosnak-kulturu-ve-tarihi/ayvaz-dede-kimdir-ve-ayvaz-dede-senlikleri-nasil-yapilir.html

WİKİPEDİ Bilgileri Tarih Bile İçermiyor
     Yugoslavya döneminde yapılamayan fakat 2006 yılından itibaren yeniden yapılmaya başlanan Ayvaz Dede şenliklerinde, Bosna kasabalarından atları, kırmızı fesleri ve Osmanlı sancaklarıyla gelen Boşnaklar, Karaulada toplanarak Prusac kasabasına geçerler. Prusac Camii’nde yapılan Sancak Töreni sonrasında Ay-Yıldız’lı yeşil sancaklarla geldikleri bölgeyi temsil eden atlı birlikler, şenliklere katılmak için bölgeye gelenlerle birlikte yaklaşık 8 km mesafede bulunan, suyun çıktığı kayanın bulunduğu Ajvatoviça’ya doğru yola çıkarlar. Şenlikler Ajvatoviçada dualarla devam etmekte ve Bosnadan ve Türkiye’den gelen misafirler, Boşnakların müslümanlığı kabulüyle bir millet oluşlarını ve bu dönüşümde en büyük katkısı olan Anadolu Alperen dervişlerini coşku ve minnetle; dualarla anmaktadırlar.

Ayvaz Dede Yalan Dolanları
     Akhisar’da bugüne kadar doğup-büyümüş kime sorsanız Ayvaz Dede diye birinin kim olduğunu bilmemektedir. Bilmediği gibi böyle bir şahsın varlığı Akhisar tarihinde de yer almamaktadır. Kaldı ki,” Osmanlı belgeleri arasında Akhisar hakkındaki ilk kayıtlar 1531 yılında yazılmıştır. Bu kayıtlar Akhisar'ın 17 köyü bulunan ve Saruhan Sancağının merkezi Manisa'dan %40 daha fazla gelir vergisi ödeyen bir kaza merkezi olduğunu göstermektedir”.  http://www.asil-turk.org/genel-tarih/31805-akhisar-tarihi.html
   Bu nedenle Ayvaz Dede yalan dolanı Osmanlı belgeleri tarafından da kanıtlanamaz durumdadır. Çünkü denilmektedir ki, “bundan 502 yıl önce yaşamıştır.” Bundan 502 öncesi 1600’lü yıllara rastlamaktadır. Halbuki Osmanlı kayıtları 1510’da değil 1531 yılında yazılmıştır. Ve geçmişe dönük olarak bir kayda bakılsa dahi Akhisar’dan din yayıcılığı, misyonerlik faaliyeti olarak Ayvaz Dede ve müritleri gibi birilerinin Bosna’ya gittiği söz konusu değildir. Kaldı ki, Osmanlı zalimleri din kisvesi altında, feodal sömürgecilik faaliyetlerini kılıç zoruyla, işgaller yoluyla yürütmüştür. Bugünkü Amerika’dan farkı Osmanlı’nın feodal emperyalist işgalci oluşudur. Amerika ise yeni-sömürgeci emperyalist bir devlettir. Her ikisi de emperyalist karakterleri nedeniyle halkları baskı ve yönetimleri altına almışlardır.
    Bugün AKP’li Amerikancı, dinci-sömürgeci yobazların elinde bulunan Akhisar Belediyesi sitesinin “Akhisar Tarihi”nde de böyle bir isim yer almamaktadır.. Hatta yukarıda da belirtildiği üzere Ayvaz Dede adlı bu uyduruk şahıstan 2006 yılına kadar Yugoslavya’da da bahsedilmemektedir. 1990’larda Soğuk Savaş sürecinin sona ermesiyle birlikte Yeni Soğuk Savaş sürecini başlatan Amerikan emperyalizmi dünya halklarına ve dünya sollarına karşı İslamcılar ile yoğun bir işbirliğine girmiş ve bu yalanları üreterek İslam yobazlığını yayma planlarını yürütmektedir. Ayvaz Dede yalan-dolanı da Yeni Soğuk Savaş döneminin bir yöntemi olarak ortaya çıkmıştır. İslamcılar bugün eski Soğuk Savaş döneminde olduğundan çok daha yoğun olarak Amerikan işbirlikçisidir. Tayyip Erdoğan’ın 2001 seçimleri öncesi ABD’de iki ay kalması bir tesadüf değildir. Tayyip Erdoğan’ın akıl hocalarından olan Kürt fındık kralı Nakşibendi Cüneyt Zapsu Amerika ile Erdoğan ilişkilerini yürütmesi bu nedenledir. Hatta Cüneyt Zapsu, Erdoğan’ın patavatsızlıkları üzerine baş danışmanlığından ayrılmış ve Amerikalılara da şöyle demiştir. “Bunu delikten süpürüp atmayın, kullanın.”  Egemen Bağış adlı şahsın Amerika’dan getirilip Bakan yapıldığı da malumdur. Öte yandan Maliye Bakanı da Amerikancı bir Kürt’tür ve İngiltere’den getirilmiştir. Tayyip Erdoğan’ın iki oğlu ve iki kızı da üniversiteyi Amerika ve İngiltere’de  okumuştur. Ortaya çıkan son bomba ise Erdoğan’ın danışmanının CIA raportörü çıkmasıdır. Ve yine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün oğlu liseyi Ankara’da Fransızca eğitim veren Tevfik Fikret Koleji’nde tamamlamıştır. Tevfik Fikret bilindiği üzere ateist bir aydındır. İktidardaki yobazlar kendi çocuklarına kaliteli Batı eğiti aldırırken cahil ve fakir köylüleri ise İslam yobazlığı ile zehirlemektedir. Çünkü yobazlar, cahiller, saf olanlar bu iktidarın oy kaynağıdır. Bu kaynağın kurumasını istememektedirler. O yüzden onlar için İmam Hatip Ortaokulları açılmıştır.

Evliya Çelebi Yalanlarının Bir Benzeri; Evliya Çelebi’nin Akhisar Hakkında Yazdıkları

     “Ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi 17. yüzyılda Akhisar'a gelerek, şunları yazmıştır:

     Düz bir arazide, güzel bir kalesi bulunan bir şehirdir. Sur çevresi 8,600 adımdır.
Üzerinde yazılar bulunan birçok eski (antik) yapı ve harabe vardır.
Birçok memuru, alimi, askeri, camisi, hanları, hamamları ve imareti vardır. Çok eski devirlerde daha da büyük bir şehirmiş.
Kale içinde çeşmeleri bulunan 2,600 hanesi vardır. Çeşmelerden akan su şehre Sudeliği'nden (11 km. Kuzeyde) su kanallarıyla (Romalılardan kalma) getirilmekte. Evlerdekilerin dışında sokaklarda 2,000'den fazla çeşme vardır.
24 mahallesi ve 47 camisi vardır.
10 hanı ve 1000'den fazla dükkanı vardır.
7 medrese ve 23 ilkokulu vardır.
Şehrin çarşısında çınar ağaçları bulunan geniş meydanları vardır. Paşa Camii yakınındaki meydanda 500 kişi aynı anda çınar gölgesinde dinlenip, kahve içebilmektedir.
Çevresi zeytinlikler, incir ağaçları, sebze ve meyve bahçeleriyle doludur. http://www.uslanmam.com/genel-tarih/33371-akhisar-tarihi.html

Evliya Çelebi Yalanları
1)      Akhisar’da 2.000’den fazla çeşme bulunması büyük yalandır. 20 çeşme denilseydi doğru olurdu.
2)      10 han bulunduğu da yalandır. En azından 10 hanın isimleri bilinmemektedir. Bilinen han sayısı 5’i geçmemektedir.
3)      7 Medrese bulunduğu külliyen yalandır. Akhisar’da Medrese binası bulunmamaktadır.
4)      23 İlkokul bulunduğu da yalandır. Akhisar’ın bilinen en eski ilkokulları Misakımilli, Gazi’dir.
5)      Paşa Camii yakınında çınar bulunmakla beraber 500 kişinin Çınar gölgesinde dinlenmesi Evliya Çelebi’nin yalan-dolan tarihçiliğinin gölgesinde dinlenmek gibidir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz: “Ulucami Kentin en eski dinsel yapısı sayılabilecek Ulucami'nin yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Pagan tapınağı olarak yapılıp Hıristiyanlık (Bizans) döneminde kiliseye çevrilmiş olduğunu gösteren mimari bulgular taşımaktadır. 15.yüzyılda Saruhanoğulları tarafından camiye çevrilmiştir. Akhisar'da bulunan Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birinin bu bina olması olasılığı da vardır.

Köfünlü Cami

Hastane Höyüğü eteğindedir. Saruhanoğulları tarafından 1316 yılında inşa edilmiştir.

Sasa (Sese) Bey Hamamı

Hastane Höyüğünün 200 m. Doğusundaki hamamda kadın ve erkekler için iki ayrı bölüm bulunur. Günümüzde erkekler kısmı hala işletilmektedir. Yapım yılı bilinmemekle birlikte, 15. yüzyılın başlarından kalma olduğu tahmin edilmektedir.

 
Paşa Camii ve Hamamı

Paşa Mahallesinin Tahtakale semtinde bulunan bir Osmanlı eseridir. Mahalleye ve bu camiye adını veren Sarı Ahmet Paşa, 15. yüzyılda yaşamış cömert ve hayırsever biriydi. Cami binaları 1469'da inşa edilmiştir. Caminin yakınındaki büyük çınar ağacları bulunan geniş meydan ve işlek çarşı, 17. yüzyılda ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi'yi etkilemiştir. Bu bölge günümüzde de işlek bir çarşı olma özelliğini sürdürmektedir. Paşa Hamamı ise halen kullanılmaktadır.

 
Yeni Gülruh Camii ve Hamamı

Gülruh Sultan tarafından yaptırılmıştır. Şimdiki belediye meydanına yakındır. Hamam kısmı halen kullanılmakta olup, imaret ve medrese kısmı yıkılmıştır.

 
Şeyh İsa Türbesi

Şeyhisa Mahallesinde bulunan Şeyhisa Camisinin bahçesindedir. Akhisar'lı düşünür Şeyh İsa'ya aittir. Türbe 16. yüzyılda yapılmış olup, kendisine ev sahipliği yapan cami sonradan 20. yüzyılda inşa edilmiştir.

 
Emeti Camii

Şeyhisa Camisinin 250 m. Kuzeyinde bulunur. Bu caminin bahçesinde bilim adamı ve mühendis Hacı İshak'ın türbesi bulunur.

 
Aynalı Camii

16. yüzyıldan kalma Aynalı Camii bir Osmanlı eseridir. 1958'de onarım görmüştür. Bahçesinde bulunan antik sütun ve yapı taşları burada büyük bir antik binanın bulunduğunu göstermektedir. Bahçesinde Türk taş oymacılığının güzel örneklerini teşkil eden mezar taşları bulunur.

 
Zeynelzade Kütüphanesi ve Hashoca Camii

Kütüphane 1798'de Akhisar'lı Zeynelzade ailesi tarafından inşa edilmiştir. Bina Hashoca Mahallesinde, Hashoca Camii yakınındadır. 1805 yılına ait kayıtlara göre, 923 cilt el yazması kitap bulunmaktaydı. Sonradan aynı adı taşıyan modern bir kütüphane, araştırmacı ve öğrencilere hizmet amacıyla Akhisar Merkez Parkının Güney-Batı köşesinde yapılmıştır.

 
Kantarcızade Ahmet Camii

Akhisar'lı ticaret adamı Kantarcızade Ahmet tarafından 1861'de Çınarlıkapı semtinde yaptırılmıştır. Caminin bakımı için bir gelir sağlamak üzere şehir çarşısında Kantarcıoğlu Hanını da yaptırmıştır. Caminin minaresinde yapım tarihi okunmaktadır. http://www.kadimdostlar.com/Tarihi_Eserler_Yapilar_Antik_Kentler_f182/Akhisar_Tarihi_Yapi_Eser_Ve_Kalintilar_t3341.html

Akhisar’ın Yobazı Metroseksüel Müslümandır
Saçından jölesi asla eksik olmayan metroseksüel müslüman, AKP'li Belediye Başkanı Salih Hızlı

     Akhisar’daki metroseksüel Müslümanların başında AKP’li Belediye Başkanı Salih Hızlı gelmektedir. Salih Hızlı’nın Belediye Başkanı seçilmesinde belediye seçimlerine az bir süre kala Akhisar eski Belediye Başkanı Bülent Ciğeroğlu’nun Akhisar’daki ünlü tavuk çiftliği Keskinoğlu’nun sahibinden yüklü miktarda para alıp seçimlere DSP’den katılarak CHP’nin oylarını bölmesi ve böylece AKP’nin kazanmasının sağlandığı söylenmektedir. Bilindiği gibi Bülent Ciğeroğlu adlı bu şahıs AKP Belediye başkanından önce CHP’li Akhisar Belediye Başkanı’dır; şahıs politik bir şahsiyet olarak tanınmaktan ziyade çarşıdaki dükkanında mobilya, dekorasyon  tüccarlığı yapmaktaydı. Gelelim Salih Hızlı’ya daima jöleli saçlarıyla dolaşan ve Belediye’deki makam odasının karşısındaki boy aynasında sık sık, uzattığı jöleli saçlarını Travoltavari triplerle taradığı bilinmektedir.   
 

21 Aralık 2012 Cuma

 
"SARAY"DA TÜRBAN YOKTU...

"MUHTEŞEM YÜZYIL" DİZİSİNDEKİ TÜRBANSIZ PADİŞAH KADINLARI TÜRBAN SAVUNUCUSU YOBAZLARI KUDURTUYOR.

OSMANLI'DA SADECE PADİŞAH EŞLERİ DEĞİL, KIZLARI DA TÜRBAN TAKMIYORDU.
PADİŞAH II. ABDÜLHAMİT'İN KIZI ŞADİYE SULTAN DA, TÜRBAN TAKMAYAN BİR HANEDAN MENSUBU.

II. Abdülhamit'in kızı Şadiye Sultan


" Şadiye Sultan: Abdülhamid’in Emsalinur
kadından 1886′da doğan kızıdır. Bükreş elçiliği
memurlarından -fazla siyah havyar yemekten
zehirlenerek ölen- Fahri Bey’le evlendi. İkinci eşi,
Paris büyükelçilerinden Reşad Halis Bey’dir.
Şadiye Sultan, Türkiye’ye yerleştikten sonra
saray ve harem hatıralarını Hayat dergisinde
tefrika etti. 1977′de Cihangir’de öldü."
CHRONICLE dergisinden

Türban Takmayan Padişah Kadınları


Osman Gazi Mal Hâtûn Anadolu Selçuklu Veziri Ömer Abdülaziz Bey’in kızı ve Orhan Gazi’nin Annesi
Râbi’a Bala Hâtûn Şeyh Edebali’nin kızı ve Şehzade Alâaddin’in annesi

Padişahlar ve Eşleri

  
HANEDAN KADINLARI TÜRBAN TAKMIYORDU

Abdülhamit'in kızı Fatma Sultan            Abdülhamit'in kızkardeşi Naile Sultan
Abdülhamit'in kızkardeşi Seniha Sultan       Abdülhamit'in kızı Ayşe Sultan
Abdülhamit'in kızı Naile Sultan                          Abdülhamit'in kızı Rafia Sultan
Abdülhamit'in kızıŞadiye Sultan           
      
Abdülhamit'in kızı Zekiye Sultan
Abdülhamit'in torunu Selçuk Sultan
Adile Sultan, Behiye Sulatn, Rukiye Sultan, Atiye Sultan
Adile Sultan, eşi Selahattin bey ve kızları Nilüfer Sultan

MİLLİ UYDU PROJELERİ YALANLAR VE GERÇEKLER

   Türkiye’nin uydu ve uzay çalışmaları ülkenin kapitalizme bağımlılığı ve bilimsel araştırma-geliştirme düzeyinin geldiği son nokta ile ilgilidir. Ancak bu gerçeklere es geçen medya ve Tayyip Erdoğan yapılan çalışmalar konusunda halkı aldatıyor.
     “Başbakan Erdoğan, şunları belirtti:

     'En önemlisi de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin keşif ve gözetleme ihtiyacını 2,5 metre çözünürlüğü olan görüntüler gönderen bu uydumuzla çok daha net şekilde karşılamış olacağız. Elbette bugün Türkiye için milletimiz için gerçekten tarihi bir anı hep birlikte yaşıyoruz. Türkiye olarak geçmişte de uzaya uydu gönderdik, ancak bugün gönderdiğimiz Göktürk-2 uydusu bu alanda artık iddia sahibi bir ülke konumuna yükseldiğimizin de somut bir ispatı oldu. Şu anda kendi uydusunu imal edebilen 25 ülkeden biri konumuna yükseliyoruz. Dünyada uydu fırlatabilen 11 ülke var. İnşallah TÜBİTAK'ın, TUSAŞ'ın diğer kurumlarımızın yapacağı çalışmalarla kendi fırlatma istasyonlarımıza sahip bir ülke olabilmek için de imkanlarımızı seferber edecek Türkiye'yi bu seviyelere de ulaştıracağız. Çok daha önemlisi bugün uzaya gönderdiğimiz Göktürk-2 uydusu azmin ve özgüvenin Türkiye'yi nerelere getirebileceğinin, nerelere taşıyabileceğinin en anlamlı bir göstergesidir. Biz ülke olarak, millet olarak yaparız dedik ve yaptık. Bir hayal kurduk o hayalin peşinden koştuk, o hayali plana, projeye dönüştürdük ve ardından somut bir biçimde işte bugün o hayali gerçeğe dönüştürmüş olduk.'

     -'Böyle bir ruhla, böyle özgüvenle...'

     Bu konuda 'İstiklal Şairi' Mehmet Akif Ersoy'un ifadesinin çok anlamlı olduğunu, yüzyıl önce, daha 1913 yılında millete seslendiğini hatırlatan Erdoğan, şairin, 'Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak, alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak. Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun. Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun! Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar; Me'yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar. Sahipsiz olan memleketin batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Feryadı bırak kendine gel. Çünkü zaman dar... Uğraş ki telafi edecek bunca zarar var' dizelerini okudu.”(1)
      Yukarıda yer alan yazıda Tayyip Erdoğan’ın yalanlarını okuduk. Buna ilaveten konuya Mehmet Akif’i de dahil ederek uzay çalışması ile yobazlığı birleştirmiş oldu. Halbuki daha yirmi yıl öncesine kadar Ay’a çıkan Amerikan astronotları ve Rus kozmonatlar için “onları orada Allah çarpacak”, “Allah’ın işine karışıyorlar” diyen yoz ve yobaz kafa bunların kafasıydı.
     Erdoğan’ın Göktürk 2 uydusu hakkındaki yalanlarına bir destek de Amerika’nın Sesi adlı siteden geldi.
     “Türkiye'nin %80’i yerli yapım olan yüksek çözünürlüklü keşif uydusu Göktürk-2,  Türkiye saatiyle 18:12’de uzaya fırlatıldı.(2) diyor Amerika’nın Sesi.
     Başbakan’ın yalanına bir başka destek ise dinci-sömürgeci gerici Fethullahçı Zaman gazetesi. Gazete şöyle diyor.
     . “Millet olarak yaparız dedik ve yaptık.” diyen Erdoğan, Türkiye'nin kendi uydusunu imal edebilen 25 ülkeden biri konumuna yükseldiğini dile getirdi. Erdoğan, Türkiye olarak geçmişte de uzaya uydu gönderdiğimizi ancak bugün fırlattığımız Göktürk-2 uydusunun bu alanda artık iddia sahibi bir ülke olduğumuzu gösterdiğini kaydetti.(3)
     Yalan kervanına katılan bazı gazeteler ise şöyle yazdı:
     Habertürk: Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü ilk milli keşif uydusu Göktürk 2, Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden uzaya gönderildi. Uydu, 686 kilometre yükseklikteki yörüngesine ulaştı.(4)
     CNNTürk: Türkiye'nin yüksek çözünürlüklü yerli keşif uydusu Göktürk-2, Çin'deki Jiuquan Fırlatma Üssü'nden Türkiye saati ile 18.13'de uzaya fırlatıldı.(5)
    Star gazetesi: Türkiye'nin ilk yerli keşif uydusu Göktürk-2 uzaya fırlatıldı. Uydu saat 18.12 itibarıyla uzaya gönderildi..(6)

İŞTE GERÇEKLER

http://www.yakupevirgen.com.tr/milli-uydu-projeleri-ne-kadar-milli/

 

Milli Uydu Projeleri Ne Kadar Milli?

     Halen yürüttüğümüz iki adet uydu projesi bulunmaktadır. Bunlar Göktürk1 ve Göktürk2 projeleri. Göktürk1 Projesi 2010 yılında bir Fransız firmasına verilmiştir ve 2011 yılında fırlatılması planlanmıştır. Göktürk 2 Projesi ise 2007 yılında TAİ’de başlatılmış ve 2012 yılında fırlatılması beklenmektedir. Amaç başlangıçta Göktürk1 projesini yurt dışında imal ettirmek ve bu uyduyu fırlatarak, uydu yer istasyonlarında, uydu kontrolü konusunda yeterli teknik personeli yetiştirdikten sonra Göktürk2 projesine başlamaktı. Ama Göktürk1 projesinde yaşanan gecikmeler sebebi ile Göktürk2 projesi planlandığı tarihte başlatılmak zorunda kaldı.
     Şu anda mevcut bu iki uydu projesinde de büyük sıkıntılar ve riskler mevcuttur. Göktürk1 projesi Fransız Thales firmasında verilmiştir. Üretim Thales’in Cannes şehrindeki tesislerinde sürdürülmektedir. Göktürk1 Projesinde TAI’den yaklaşık 15 kişilik bir proje ekibi Cannes / Fransa şehrinde THALES firmasında çalışma yürütmektedir. Burada bu insanlar yürütülen projelere dahil edilmemektedir. Kendileri uydunun üretim tesislerinde değil, tesis dışında kurulan prefabrik bir binada çalışma yürütmektedirler. İzinsiz içeri girmeleri dahi yasaktır. Burada yürütülen projede bilgi birikimi olması için gönderilen bu kişiler, teknik bilgi edinmekten ziyade proje sistem mühendisliği yapmaktadırlar. Daha da önemlisi kendilerinden beklenen uydu üretimi konusunda edinmeleri gereken bilgi ve tecrübenin Göktürk 2 projesinde kullanmalarıdır. Bunun mümkün olmayacağı anlaşıldığından TAİ uyduya ait tüm ana sistemleri yurtdışından hazır olarak tedarik etmektedir. Örnek olması açısından Milli olarak tanıtılan Göktürk2 projesinde kullanılan ekipmanların üreticilerini ve ait oldukları ülkelere bir göz atalım.

No      Ürün                                                     Firma                         Ülke
1          Ana Kamera                                    SatrecInitiative              Güney Kore
2          Uçuş Bilgisayarı                                         SSTL                   İngiltere
3          Veri Kaydedici                                             SSTL              İngiltere
4          X-BandHaberlerşme                                  SSTL                İngiltere
5          S- Band Haberleşme                                 SSTL              İngiltere
6          Tepki Tekerleri                     RockwellCollins         ABD
7          GPS Modülleri                                            SSTL          İngiltere
8          Gyroskop                                          SSTL                İngiltere
9          Manyetometreler                 SatrecInitiative Güney Kore
10       Güneş Algılayıcılar SatrecInitiative                Güney Kore
11       Manyetik TorkÇubukları    ZARMTechnik AG             Almanya
12       Yıldız İzler                                              SSTL                      İngiltere
13       İtki Sistemi                               RAFAEL             İsrail
14       Deneysel Kamera               TübitakUzay            Türkiye
15       Deneysel Uçuş Bilgisayarı           TübitakUzay            Türkiye
16       Deneysel Veri Kaydedici   TübitakUzay            Türkiye
17       Deneysel X Band Haberleş.         Tübitak Uzay             Türkiye
18       Mekanik Tasarım                                 TAI                      Türkiye
19       Kablolama İşçiliği (Harness)              TAI                      Türkiye
20       Kablolar &Konnektörler                             Yurtdışı
21       Sistem Mühendisliği                          TAI                      Türkiye
22       Çevresel Testler                               TAI Sorumluluğunda
EMI – EMC Testleri  :               TİB – Hacettepe Üniversitesi
Titreşim Testleri :                       THALES               Fransa
Termal Vakum Testleri :             Belirsiz.
23       Fırlatma         Muhtemelen               Hindistan  ya da   Rusya.

Bu şekilde incelendiğinde proje maliyetinin en fazla yüzde 25’i milli imkanlar ile yapılmaktadır. Proje maliyetinden personel maaşları ve cari harcamaları düşüldüğünde, ekipman malzeme olarak bu oran yüzde 10 lar seviyesine inecektir. Tamamen yerli uydu yapmakta olduğumuz iddiasında olanlar için bu bilgilerin yeterli olduğu kanaatindeyim.
Uydu Projelerinde Risk ve Yanlışlardan Bazıları:
      Milli uydu projelerinde gelinen bu olumsuz noktadan daha vahimi de şudur. Fransa Göktürk1 projesini sözleşmeye aykırı olarak geciktirmekte, Türk mühendislere gerekli bilgilerin verilmesini önlemektedir. Ayrıca Fransa ile İsrail arasında bir anlaşma olduğu, Fransa’da üretilen uydunun İsrail topraklarını izleyemeyeceği söylenmektedir. Bu durum TAI içerisinde uzun zaman konuşulmasına karşın dışarıya yansıtılmamıştır.
     Tübitak uzay 2002 yılında İngiltere SSTL firmasına Bilsat uydusunu yaptırmıştır. Yaklaşık 70 kg olan bu gözetleme uydusu 2003 yılında Rusya’dan fırlatılmıştır. Uydunun yer istasyonundan sorumlu Tubitak – Uzay (o zamanki adıyla Tübitak-Bilten) ekibi uyduyu sabitleyip tam kapasite devreye alamamıştır. Bunun sonucunda da uydu güneş panelleri güneşi karşısına tam olarak alamadığı için, gücü bataryalardan çekmiştir. Yaklaşık 1 ay sonra da bataryalar sıfırlandığından uydu işlevini yerine getiremez olmuştur. Bu olay uzun yıllar gizli tutulmuştur.  Uyduyu üreten firmalar, uydunun fırlatma sonrası devreye almasına karışmamaktadırlar. Sadece personel eğitimi konusunda destek vermektedir. Çünkü en riskli aşama burasıdır. Göktürk1 ve Göktürk2 uyduları içinde bu risk vardır.
     TAI, Göktürk2 uydusunun testlerinde kullanacağı Termal Vakum Test Merkezi kurulumu işini ……… Teknoloji firmasına (bu alanda hiçbir tecrübesi olmamasına karşın) vermiştir. Bu firma, TAI Akıncı Tesislerinde 320 nolu binada yapımı süren Test Merkezinin teslim tarihi geçtiği halde tam kapasite çalışmasını başaramamıştır. Göktürk2 için yapılan bu tesisin zamanında yetiştirilip uydu testlerinin burada yapılması zor görülmektedir. Uydunun bu test için Thales / Fransa’ ya gönderilmesi muhtemel gözükmektedir.
     Dönence TAI’nin web sayfasında gösterilen bir projedir. Belirtildiği gibi Tübitak  desteği ile yapılmıştır ve yaklaşık maliyeti 12 Milyar TL’dir. Arge amaçlı yapılan projenin kabülü 2010 yılı ortalarında yapılmıştır. Bu proje kapsamında uydunun yönlendirilmesi için çok önemli olan üç adet uçuş modülü üretilmiştir. Tamamen özgün tasarımla gerçekleştirilmiştir. Bu projede göze çarpan yanlışlar ise şunlardır. Devletin bütçesinden bu kadar para ve emek harcanan uçuş modülleri şu anda gözden uzak bir köşede üç adet kutunun içinde beklemektedir. Bir daha kullanılacağı bile düşünülmemektedir. Çünkü proje bitirilmiş ve parası alınmıştır. Burada kazanılan tecrübe ile “Uydu Tepki Tekeri”ekipmanı tasarımına kolayca geçilebilecekken proje bitimi sonrası projede görev alan teknik ekip dağıtılmıştır. Dolayısı ile TAİ’nin kendisinin yapabileceği ve Göktürk2 projesinde ihtiyaç duyulan tepki tekerleri ABD’den temin edilmek zorunda kalınmıştır.
     Dönence projesi kapsamında bir iş paketi 1.8 milyar TL bedelle ……… Savunma A.Ş. firmasına verilmiştir. Bu firma üstlendiği işi taahhüt ettiği tarihte bitirememiştir. Bunun üzerine TAI ekibi bu firmanın işi bitiremeyeceğini ve projenin riske gireceğini düşünerek yüklenici firmanın yapması gereken işi kendileri yapmış ve başarılı olmuşlardır. Yüklenici firma yerine getirmediği taahhüdünden dolayı herhangi bir gecikme cezası vs. almamakla birlikte iş bedelini tam olarak alabilmiştir. Bunu kendi bünyesinde çalıştırdığı emekli TSK mensubu kişilerin TAI ile iyi ilişkileri sayesinde başarmıştır. Proje bitiminden aylar sonra (2010 yılı sonlarına doğru) sözkonusu firmanın yurtdışından getirdiği bir ekip göstermelik olarak kabul prosedürünü gerçekleştirmiştir. Bu durum TAİ’yi zarara sokmanın yanısıra, projede görev alan TAİ mühendislerinin moral ve motivasyonunu da olumsuz olarak etkilemiştir.
Yakup Evirgen
26 Nisan 2011
Savunma Ekonomisi Uzmanı
 _________





CUMHURİYET GAZETESİ SAHİBİ SAHTE SOLCU YUNUS NADİ'DEN YOBAZ NECİP FAZIL'A ÖVGÜLER...


Yunus NADİ:

«— Neslinin en keskin şöhret, ve en sağlam kıymeti Necip Fazıl Kısakürek, senelerden beri (Senfoni) isimli bir manzumeye çalışıyordu. Mümtaz şairin bu fevkalâde faaliyetini hemen herkes duymuştu. Bazı mecmualar, şiir üstünde tefsirler yapmış, san'at ve edebiyat mahfellerini eserin dedikodusu çalkalamıştı. Şairin büyük bir ehemmiyet atfettiği ve baş eseri olarak gösterdiği bu manzume nihayet tamamlandı.»

http://www.nfk.com.tr/soylenenler.htm#Yu


AZİZ NESİN'İN KİRLİ YÜZÜ

  • BİR YOBAZA, İBRETLİK, BİR AZİZ NESİN MEKTUBU

  • AZİZ NESİN'İN KİRLİ YÜZÜ VE NECİP FAZIL KISAKÜREK İLE OLAN DOSTANE DURUMU





Aziz Nesin'in Mektubu:

Aziz Nesin
NESİN VAKFI
P.K.5 - ÇATALCA
İstanbul - 5 Aralık 1980



Üstad,

Çoktan beri ziyaretinize gelmek istiyorum. Ancak ben, sizden çok uzakta oturuyorum. Çatalca'da kimsesiz çocuklar için kurduğum vakıfta yaşamaktayım. Yine de bir gün ziyaretinize geleceğim.

Kültür Bakanlığı büyük ödülünü kazandığınız için sizi candan kutlarım. Bu ödülü almakla Kültür Bakanlığını onurlandırdınız.

Size gelecektim, ama üç gün sonra Almanya'ya gidiyorum; bir ay sonra döneceğim.

Altı yıldan beri "Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı" adı ile bir yıllık çıkarmaktayım. Size son sayısını gönderiyorum, tetkik etmeniz için. İnşaallah yüzüncü yaşınızda da sizi tebrik etme bana kısmet olur. Ben sizden dokuz yaş küçüğüm.

Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı için, yetmişbeşinci yaşınıza dair bir yazı vermenizi rica ediyorum. Bu yazıyı eski Türkçe yazabilirsiniz. Size daha kolay gelirse. Yazmağa zamanınız yoksa bu mektubu size getiren hanıma söyleyerek yazdırabilirsiniz. Ama ben sizin yazınızı tercih ederim.

Yazı istediğiniz uzunlukta olabilir. Her ne isterseniz yazınız. Mesela yetmişbeşinci yaşınız dolayısıyla bir muhasebe, geçmişle muhasebe... Yahud hatıralarınızdan bir bölümü anlatabilirsiniz. Şiirinizde yahud tiyatro yazarlığınızdaki merhaleleri de açıklayabilirsiniz, ya da büsbütün başka şeyler...

Yazınızla birlikte bir de fotoğrafınızı rica ediyorum.

Bu yıllığın neşri gecikmişti. Bu münasebetle mümkün olduğu kadar çabuk gönderirseniz beni sevindireceksiniz.

Ziyaretinize geleceğim.

Yolunuz düşerse bir gün sizi vakfa da misafir etmekten şeref duyarım.

Neslihan Hanımefendiye lütfen saygılarımı bildiriniz.

Her zaman dostluklar...

Aziz Nesin


10 Aralık 2012 Pazartesi

DEMOKRATİK KAMPUCHEA 

ANAYASASI





(3. Milli Kongre tarafından 14 Aralık 1975’te kabul edildi. 5 Ocak 1976’da yürürlüğe girdi.)

     Kampuchea İşçilerinin, Köylülerinin ve Diğer Emekçilerinin, Devrimci Ordu Savaşçı ve Kadrolarının Temel ve Kutsal Emelleri

     Milli ve Halk Kurtuluş Savaşının en ağır yükünü omuzlarında taşıyan, canıyla, malıyla ve duygularıyla cephe için en büyük fedakarlıkları yapmaktan bir an bile geri durmayan ve çocuklarını, kocalarını, onbinlerle yüzbinlerle savaş alanlarına çarpışmaya gönderen, bütün Kampuchea milletinin yüzde 95’inden fazlasını oluşturan işçilerin, yoksul ve orta halli köylülerin, köy ve şehirlerdeki diğer emekçi tabakaların tayin edici nitelikte üstün bir rol oynadıklarını,
      Milli ve Halk Kurtuluş Savaşının ateşi içinde, gece gündüz, kuraklık mevsimi, yağmur mevsimi demeden, yeterli ilaç, giyecek ve cephaneden yoksun olarak, her türlü zorluğa ve yoksulluğa göğüs gererek, yiğitçe çarpışan Kampuchea Devrimci Ordusunun üç kesiminin sonsuz fedakarlıklara seve seve katlandığını,
      Bütün Kampuchea halkının ve bütün Kampuchea Devrimci Ordusunun emelinin, toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, birleşmiş, barışçı, tarafsız, bloksuz, egemen bir Kampuchea; mutluluğun, eşitliğin, adaletin ve gerçek demokrasinin hüküm sürdüğü, zengin ve yoksulun, ezen ve ezilen sınıfların olmadığı bir toplum; bütün halkın uyum ve geniş bir milli birlik içinde yaşadığı;üretime katılmak, ülkeyi elbirliğiyle kurmak ve savunmak için birleştiği bir toplum olduğunu, 25, 26, 27 Nisan 1975 günlerinde toplanan Olağanüstü Milli Kongre kararında, bütün halkın ve bütün Kampuchea Devrimci Ordusu’nun, yukarıda belirtilen emellerin benimsenip, bunlara bağlı kalınacağını açıkladığını göz önünde tutan Kampuchea Anayasası şunları öngörür:

I. BÖLÜM
DEVLET DÜZENİ
Madde 1: Kampuchea devleti, toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, birleşmiş, barışçı, tarafsız, bloksuz, egemen, demokratik bir devlettir.
Kampuchea devleti, Kampuchea’nın işçi, köylü ve diğer emekçilerinin devletidir.
Kampuchea devletinin resmi adı “DEMOKRATİK KAMPUCHEA”dır.

II BÖLÜM
EKONOMİK DÜZEN
Madde 2 Bütün önemli üretim araçları, halk devletinin kolektif mülkiyetinde ve halk topluluğunun kollektif mülkiyetindedir.
Günlük kullanım malları ise tek tek kişilerin özel mülkiyetinde kalmaya devam eder.

III.BÖLÜM
KÜLTÜR
Madde 3. Demokratik Kampuchea kültürü, günden güne müreffeh bir Kampuchea inşa etme ve onu savunma görevlerine hizmet eden, milli, halkçı, ilerici ve saf bir kültür niteliği taşır.
Bu yeni kültür, Kampuchea’da hakim sınıfların, sömürgeciliğin ve emperyalizmin yoz ve gerici kültürüne karşı kararlılıkla mücadele eder.

IV. BÖLÜM
Madde 4. Demokratik Kampuchea, kollektif yönetim ve kollektif çalışma ilkesini uygular.

V. BÖLÜM
YASAMA YETKİSİ
Madde 5. Yasama yetkisi, işçilerin, köylülerin ve diğer emekçilerin temsilcilerinin Meclisine aittir.
Bu Meclisin resmi adı “Kampuchea Halk Temsilciler Meclisi”dir.
Kampuchea Halk Temsilciler Meclisi , işçileri, köylüleri, diğer emekçileri ve Kampuchea Devrimci Ordusunu temsil eden toplam 250 üyeden oluşur. Bu üyelerin dağılımı şöyledir.
Köylü temsilcileri……………………………………150
İşçi ve diğer emekçilerin temsilcileri……………………50
Devrimci Ordu Temsilcileri…………………………… 50

Madde 6. Kampuchea Halk Temsilcileri Meclisi üyeleri halk tarafından genel seçimle, doğrudan ve gizli oyla, beş yılda bir seçilirler.

Madde 7. Halk Temsilcileri Meclisi yasaları yapar. Demokratik Kampuchea’nın iç ve dış siyasetlerini belirler.

VI. BÖLÜM
YÜRÜTME ORGANI
Madde 8.  Hükümet, Kampuchea Halk Temsilciler Meclisi’nin koyduğu yasaları ve belirlediği bütün siyasetleri uygulamakla yükümlü bir organdır.
Hükümet Kampuchea Halk Temsilciler Meclisi tarafından atanır. Yurt içindeki ve dışındakibütün faaliyetlerinden ötürü sadece ona karşı sorumludur.

VII. BÖLÜM
YARGI ORGANI
Madde 9.  Adalet, halk tarafından gerçekleştirilir. Halk Mahkemeleri, halkın adaletini temsil eder ve korurlar.Halkın demokratik özgürlüklerini savunur ve halk devletine yönelen ya da halk devletinin yasalarını çiğneyen her eylemi cezalandırırlar.
Her düzeydeki mahkemeler, Halk Temsilciler Meclisi tarafından seçilir ve atanırlar.

Madde 10.  Halk devletinin yasalarını çiğneyen hareketler şunlardır:
Halk devletini tehlikeye düşüren düşmanca ve yıkıcı sistemli eylemler: Bunlar en ağır şekilde cezalandırılır.
Yukarıda belirtilenler dışında kalan eylemler:
Bunlar, devlet ya da halk örgütleri bünyesinde yeniden eğitim yöntemiyle ele alınır.

VIII. BÖLÜM
DEVLET BAŞKANLIK DİVANI
Madde 11.  Demokratik Kampuchea Devlet Başkanlık Divanı, beş yılda bir, Kampuchea Halk Temsilciler Meclisi tarafından seçilir ve atanır.
Devlet Başkanlık Divanının görevi, Demokratik Kampuchea Devletini, Demokratik Kampuchea Anayasası çerçevesinde ve Kampuchea Halk Temsilciler Meclisi’nin koyduğu yasalar ve belirlediği siyasetlere uygun olarak ülke içinde ve dışında temsil etmektir.
Devlet Başkanlık Divanı şu kişilerden oluşur:
Başkan
Başkan Birinci Yardımcısı
Başkan İkinci Yardımcısı

IX. BÖLÜM
HER KAMPUCHEA VATANDAŞININ HAK VE ÖDEVLERİ
Madde 12.  Her Kampuchea vatandaşı, sürekli geliştirilecek maddi ve kültürel hayat şartlarında tam olarak yararlanma hakkına sahiptir. Her Kampuchea vatandaşının geçimi güvence altına alınmıştır.
Her işçi fabrikanın efendisidir.
Her köylü çeltik tarlalarının ve toprakların efendisidir.
Bütün diğer emekçiler de çalışma hakkına sahiptir.
Demokratik Kampuchea’da işsizlik aslaolamaz.

Madde 13.  Geniş bir milli birlik içinde bulunan ve eşitliğin, adaletin, demokrasinin, uyumun, mutluluğun hüküm sürdüğü bir toplumda hep birlikte ülkeyi savunmak ve inşa etmek için bütün Kampuchea vatandaşları eşit olmalıdır.
Kadın ve erkek her alanda eşittir.
Birden fazla kadınla ve birden fazla erkekle evlenmek yasaktır.

Madde 14.  Her Kampuchea vatandaşı, yetenekleri ve imkanları ölçüsünde ülke savunmasına ve inşasına katılmakla yükümlüdür.

X BÖLÜM
BAŞKENT
Madde 15.  Demokratik Kampuchea’nın başkenti PHNOM PENH’tir.

XI BÖLÜM
MİLLİ BAYRAK
Madde 16.  Kampuchea’nın Milli Bayrağının biçim ve anlamı şöyledir: Zemini kırmızıdır. Ortasında sarı renkte üç kuleli bir anıt figürü vardır. Kırmızı zemin, devrimci hareketi, Kampuchea halkının Milli Kurtuluş, milli savunma ve inşa uğruna verdiği kararlı ve kahramanca mücadeleyi simgeler.
Sarı renkli anıt da, milli geleneği ve her gün daha şanlı bir ülke inşa eden, onu savunan Kampuchea halkını simgeler.

XII. BÖLÜM
MİLLİ ARMA
Madde 17.  Milli arma üzerinde, modern tarımı simgeleyen bentler ve sulama kanalları, sanayinin simgesi bir fabrika ve bunları çevreleyen iki çentik filizi, aşağısında da “Demokratik Kampuchea” yazısı bulunmaktadır.

XIII. BÖLÜM
MİLLİ MARŞ
Madde 18.  Demokratik Kampuchea’nın milli marşı “Şanlı 17 Nisan”dır.

XIV BÖLÜM
KAMPUCHEA DEVRİMCİ ORDUSU
Madde 19. Düzenli kesim, yerel kesim ve gerilla kesimi olmak üzere,üç kesimden oluşan Kampuchea Devrimci Ordusu, halk ordusudur. Bu ordudaki kadın ve erkek savaşçılar ve kadrolar işçilerin, köylülerin ve emekçilerin oğulları ve kızlarıdır. Kampuchea Devrimci Ordusu, Kampuchea halk iktidarını korur; toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, birleşmiş,barışçı, tarafsız, bloksuz, egemen ve demokratik Kampuchea’yı savunur. Aynı zamanda, her gün daha şanlı bir ülke inşa etme ve halkın günden güne iyileşen hayat düzeyini durmadan yükseltme mücadelesine katılır.

XIV. BÖLÜM
İNANÇ VE DİN
Madde 20. İnanç sahibi olmak ve bir dine inanmak her Kampuchea vatandaşının hakkı olduğu gibi inanç sahibi olmamak ve dinsiz olmak da onun hakkıdır.
Demokratik Kampuchea’ya ve halka zarar veren her türlü gerici din kesinlikle yasaklanmıştır.

XV. BÖLÜM
DIŞ SİYASET
Madde 21.  Demokratik Kampuchea, bütün sınır komşusu ülkelerle, yakın ya da uzak bütün dünya ülkeleriyle, egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı temelinde sıkı dostluk ilişkileri kurma arzusuyla doludur ve bunu gerçekleştirmeye kesinlikle kararlıdır.
      Demokratik Kampuchea, bağımsızlık, barış, tarafsızlık, bloksuzluk siyzsetine sıkı sıkıya bağlıdır. Hiçbir şart altında yabancı bir ülkenin, toprakları üzerinde askeri üsler kurmasına izin vermez; iç işlerine yapılacak her türlü dış müdahaleye kararlılıkla karşı çıkar; ister askeri, siyasal, kültürel, ekonomik ve sosyal, diplomatik olsun, ister sözde insancıl bir biçime bürünsün, dıştan gelecek her türlü yıkıcı ve saldırgan eylemlere karşı mücadele eder.
Demokratik Kampuchea başka ülkelerin iç işlerine hiçbir şekilde karışmaz. “Her ülke kendinin efendisidir, kendi işlerini dış müdahale olmaksızın kendisi tayin eder ve kendisi düzenler” şeklindeki ilkeye titizlikle uyar.
      Demokratik Kampuchea, bloksuz ülkelerin oluşturduğu büyük ailenin içinde kararlılıkla yer alır.
      Demokratik Kampuchea; Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki Üçüncü Dünya halklarıyla ve dünyanın barışa ve adalete tutkun bütün halklarıyla dayanışmasını geliştirmek için; emperyalizme, sömürgeciliğe, yeni-sömürgeciliğe karşı verilen mücadelede karşılıklı aktif yardım ve desteğin gerçekleştirilmesi için; dünyada gerçek bağımsızlığın, barışın, dostluğun, demokrasinin, adaletin ve ilerlemenin egemen olması için elinden gelen her şeyi yapar.
***


Demokratik Kampuchea Ulusal Marşı :
Şanlı 17 Nisan

L’hymne national du Kampuchea Démocratique,
« Le glorieux 17 avril »

Sang écarlate
Qui couvre les villes et les plaines,
Du Kampuchea, notre Patrie,
Sang sublime des ouvriers et des paysans,
Sang sublime des hommes et des femmes,
Combattants de la Révolution,
Sang devenu haine implacable,
Et lutte résolue,
Tu nous as libérés de l’esclavage,
Au jour glorieux du 17 avril,
Sous le drapeau de la Révolution,
Vive, vive le glorieux 17 avril !
Victoire glorieuse et plus grande encore,
Que celle de l’époque d’Angkor.
Nous sommes unis pour édifier
Un nouveau Kampuchéa et une nouvelle société, splendide et démocratique
Avec l’égalité et la justice

Appliquant fermement la ligne de l’indépendance, de la souveraineté et de l’autosuffisance.
Défendons résolument
Notre patrie, notre sol sacré
Et notre glorieuse Révolution.
Vive, vive, vive
Le nouveau Kampuchéa démocratique et prospère !
Brandissons bien haut avec détermination
Le drapeau rouge de la Révolution !
Bâtissons notre patrie !
Faisons-la avancer à grands bonds
Pour qu’elle soit plus glorieuse et plus merveilleuse que jamais.
***


ÇİN HALK CUMHURİYETİ ANAYASASI

(Çin Halk Cumhuriyeti Dördüncü Milli Halk Meclisinin Birinci Oturumunda, 17 Ocak 1975 tarihinde kabul edilmiştir.)
 
İÇİNDEKİLER


GEREKÇE

BİRİNCİ BÖLÜM:  Genel İlkeler

İKİNCİ BÖLÜM:  Devletin Yapısı

  I. Kısım   Milli Halk Meclisi
 II. Kısım   Devlet Konseyi
III. Kısım   Çeşitli Düzeylerdeki Mahalli Halk Meclisleri ve Mahalli Devrimci Komiteler
IV. Kısım   Milli Özerk Bölgelerin Kendi Kendini Yönetim Organları
 V.  Kısım   Yargı Organları ve Savcılık Organları

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:  Yurttaşların Temel Hak ve Görevleri

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: Milli Bayrak-Milli Amblem ve Başkent 


GEREKÇE

     Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulması, yeni-demokratik devrimin büyük zaferini ve yeni bir tarihi dönemin, sosyalist devrim ve proletarya diktatörlüğü döneminin başlangıcını belirledi. Bu zafer, ancak Çin halkının yüz yılı aşkın kahramanca mücadelesinden sonra ve nihayet, Çin Komünist Partisi önderliğinde, emperyalizmin,feodalizmin ve bürokrat kapitalizmin gerici hakimiyetini bir devrimci halk savaşıyla alaşağı etmesinden sonra kazanılmıştı.
     Çin Komünist Partisi önderliğinde zafer dolu ilerleyişine devam eden bütün milliyetlerden halkımız, son yirmi küsur yıl içinde, hem sosyalist devrim ve sosyalist inşada hemde Büyük Proleter Devriminde büyük zaferler kazandı, proletarya diktatörlüğünü sağlamlaştırdı ve güçlendirdi. Sosyalist toplum oldukça uzun bir tarihi dönemi kapsar. Bu tarihi dönem boyunca sınıflar, sınıf çelişmeleri ve sınıf mücadelesi vardır, sosyalist yolla kapitalist yol arasında mücadele vardır, kapitalizme geri dönüş tehlikesi vardır ve emperyalizmin ve sosyal emperyalizmin saldırı ve yıkıcılık tehdidi vardır. Bu çelişmeler ancak proletarya diktatörlüğü altında devrimin devam ettirilmesi teorisine ve bu teorinin rehberliğindeki pratiğe dayanılarak çözülebilir.
     Yüce anayurdumuzun daima Marksizm-Leninizm-Mao Tsé-toung Düşüncesinin gösterdiği yolda ilerlemesi için, sosyalizm tarihi döneminin tümü boyunca Çin Komünist Partisinin temel çizgisine ve siyasetlerine sıkıca bağlı kalmalı ve proletarya diktatörlüğü altında devrimi devam ettirmede sebat etmeliyiz.
     Bütün milliyetlerden halkın, işçi sınıfı önderliğindeki ve işçilerle köylülerin ittifakına dayanan büyük birliğini pekiştirmeli ve devrimci birleşik cepheyi geliştirmeliyiz. Halk içindeki çelişmeleri, düşmanla bizim aramızdaki çelişmelerden doğru bir şekilde ayırt etmeli ve doğru bir şekilde ele almalıyız. Üç büyük devrimci hareketi, yani sınıf mücadelesi, üretim mücadelesi ve bilimsel araştırma hareketlerini sürdürmeliyiz; sosyalizmi, bağımsız olarak ve insiyatifi kendi elimizde tutarak, kendi gücümüze güvenerek, çetin bir şekilde mücadele ederek, çalışkanlık ve tutumlulukla ve var gücümüzle ileri hedeflere yönelerek, daha büyük, daha hızlı, daha iyi ve daha ekonomik sonuçlar elde ederek inşa etmeliyiz. Savaşa ve doğal afetlere karşı hazırlıklı olmalı, halk için her şeyi yapmalıyız.
     Uluslar arası meselelerde proleter enternasyonalizmini yüksekte tutmalıyız. Çin asla bir süper devlet olmayacaktır. Sosyalist ülkelerle ve bütün ezilen halklar ve ezilen milletlerle olan birliğimizi güçlendirmeli, karşılıklı olarak birbirimizi desteklemeliyiz. Bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, karşılıklı saldırmazlık, birbirinin içişlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarar ve barış içinde bir arada yaşama Beş İlkesi temelinde, farklı sosyal sistemlere sahip ülkelerle barış içinde bir arada yaşamak için çaba sarf etmeli, emperyalist ve sosyal-emperyalist saldırı ve savaş siyasetlerine ve süper devletlerin hegemonyacılığına karşı çıkmalıyız.
     Çin halkı, Çin Komünist Partisi önderliğinde içerdeki ve dışarıdaki düşmanları yeneceğine ve insanlığa daha büyük bir katkıda bulunmak üzere bütün zorlukları alt ederek Çin’i güçlü bir sosyalist proletarya diktatörlüğü devleti haline getireceğine kesinlikle inanmaktadır.
     Bütün milliyetlerden halkımız, daha da büyük zaferler kazanmak için birleşin!

BİRİNCİ BÖLÜM
GENEL İLKELER

     Madde 1 Çin Halk Cumhuriyeti, işçi sınıfı önderliğinde ve işçi köylü ittifakına dayanan bir sosyalist proletarya diktatörlüğü devletidir.

     Madde 2 Çin Komünist Partisi, bütün Çin halkının önder çekirdeğidir. İşçi sınıfı, devlete, öncüsü Çin Komünist Partisi vasıtasıyla önderlik eder.
     Marksizm-Leninizm-Mao Tsé-toung Düşüncesi, milletimizin düşüncesine yol gösteren teorik temeldir.

     Madde 3 :  Çin Halk Cumhuriyeti’nde bütün iktidar halka aittir. Halkın iktidarı kullanma aracı olan organlar, çoğunluğunu işçi, köylü ve asker temsilcilerin oluşturduğu her düzeydeki halk meclisleridir.
     Her düzeydeki halk meclisleri temsilcileri, demokratik danışma yoluyla seçilirler. Seçmen birimleri ve seçmenler, seçtikleri temsilcileri denetlemek ve kanun hükümlerine uygun olarak her an yerlerine bir başkasını atamak gücüne sahiptirler.

     Madde 4  Çin Halk Cumhuriyeti, birleşik bir çok uluslu devlettir. Bölgesel milli özerkliğin uygulandığı bölgeler Çin Halk Cumhuriyeti’nin ayrılmaz parçalarıdır.
     Bütün milliyetler eşittir. Büyük milliyet şovenizmine ve mahalli milliyet şovenizmine karşı çıkılmalıdır.
     Bütün milliyetler kendi konuşma ve yazı dillerini kullanma hürriyetine sahiptirler.

     Madde  5 :   Çin Halk Cumhuriyeti’nde, bugünkü aşamada esas olarak iki çeşit üretim araçları mülkiyeti vardır: Bütün halkın üretim araçları mülkiyeti ve emekçi halkın kolektif sosyalist mülkiyeti.
     Devlet, kanunla düzenlenen sınırlar içinde ve şehir ve kasabalarda  mahalle örgütlerinin veya köy halk komünlerindeki üretim ekiplerinin birleşik düzenlenmesi altında, tarım dışı sektörlerdeki bireysel üreticilerin başkalarının emeğini sömürmeksizin kendi başlarına çalışmalarına izin verebilir. Ayna zamanda, kendi başlarına çalışan bu emekçilere, adım adım sosyalist kolektifleşme yolu gösterilmelidir.

      Madde  6  :   Devlet sektörü, milli ekonominin yönetici gücüdür.
      Bütün madenler, sular, ormanlar, işlenmemiş topraklar ve devlete ait olan diğer kaynaklar, bütün halkın malıdır.
      Devlet, kanunla düzenlenen şartlar altında, diğer üretim araçlarına olduğu gibi şehir ve köylerdeki araziye de bedeli karşılığında el koyabilir, kullanmak için devralabilir veya millileştirebilir.

      Madde   7  :   Köy halk komünü, hükümet yönetimiyle iktisadi yönetimi birleştiren bir örgüttür.
      Bugünkü aşamada, köy halk komünlerindeki kollektif mülkiyet iktisadi sistemi, genel olarak, tabanını üretim ekibinin oluşturduğu üç kademeli bir mülkiyet biçimindedir: Komünün üretim tugayının ve üretim ekibinin mülkiyeti. Temel muhasebe birimi, üretim ekibidir.
      Halk komününün kolektif ekonomisinin mutlak hakimiyeti ve gelişmesi teminat altına alınmak şartıyla, halk komünü üyeleri kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılamak üzere  küçük toprak parçalarını işleyebilir, sınırlı olarak aile yan-üretiminde bulunabilir ve meralarda az sayıda hayvan besleyebilirler.

      Madde   8  :   Sosyalist kamu mülkiyetine dokunulamaz. Devlet, sosyalist ekonominin sağlamlaştırılmasını gelişmesini teminat altına alacak ve kimsenin sosyalist ekonomiye kamu yararına zarar vermesine hiçbir şekilde izin vermeyecektir

      Madde   9  :    Devlet şu sosyalist ilkeyi uygular: “Çalışmayana ekmek yok” ve  “Herkesten yeteneğine göre, herkese emeğine göre.”
      Devlet, yurttaşların çalışmaları karşılığında elde ettikleri gelir, tasarruf, ev ve diğer geçim vasıtaları üzerindeki mülkiyet haklarını korur.

      Madde   10  :   Devlet, devrimi sıkıca kavramak, üretimi ve diğer çalışmaları ilerletmek ve savaşa karşı hazırlıklı olmak ilkesini uygular;  tarımı temel, sanayiyi yönetici unsur kabul ederek ve hem merkezi, hem de mahalli organların inisiyatifini tam olarak harekete geçirerek sosyalist ekonominin planlı ve dengeli gelişmesini ilerletir; sosyal üretimin sürekli artması temelinde halkın maddi ve kültürel hayatını adım adım iyileştirir ve ülkenin bağımsızlık ve güvenliğini sağlamlaştırır.

     Madde   11   :   Devlet örgütleri ve devlet görevlileri Marksizm-Leninizm-Mao Tsé-toung Düşüncesini ciddiyetle incelemeli, proletarya siyasetini kesinlikle hakim kılmalı, bürokrasiye karşı savaşmalı, kitlelerle sıkı ilişkiler sürdürmeli ve halka canla başla hizmet etmelidirler. Her düzeydeki kadrolar, kolektif üretici çalışmaya katılmalıdırlar.
      Devletin her organı, etkin ve basit yönetim ilkesini uygulamalıdır. Her devlet organının yönetici kadrosu, yaşlılar, orta yaşlılar ve gençlerin üçlü birliğinden oluşmalıdır.

      Madde   12   :    Proletarya bütün kültür alanları dahil olmak üzere üst yapıda burjuvaziye karşı kesin diktatörlük uygulamalıdır, kültür ve eğitim, sanat ve edebiyat, beden eğitimi, sağlık hizmetleri ve bilimsel araştırma çabaları hep proletarya siyasetine hizmet etmeli, işçilere, köylülere ve askerlere hizmet etmeli ve üretici çalışma ile birleştirilmelidir.
     Madde   13   :    Serbestçe konuşmak görüşleri tam olarak ortaya sermek, büyük tartışmalara girişmek ve duvar afişleri yazmak, sosyalist devrimi devam ettirmenin halk kitleleri tarafından yaratılan yeni biçimlerdir. Devlet, hem demokrasinin hem merkeziyetçiliğin, hem disiplinin, hem hürriyetin, hem irade birliğinin hem de kişisel gönül rahatlığı ve canlılığın bulunduğu bir siyasi ortam yaratmak amacıyla kitlelerin bu biçimleri kullanma hakkını teminat altına alacaktır. Ve böylece, Çin Komünist Partisi’nin devlet üzerindeki önderliğini ve proletarya diktatörlüğünü sağlamlaştırmasına yardım edecektir.

     Madde   14   :   Devlet sosyalist sistemi korur, bütün ihanet faaliyetlerini ve karşı devrimci faaliyetleri bastırır ve bütün hainlerle karşı-devrimcileri cezalandırır.
     Devlet, toprak ağalarını, zengin köylüleri, gerici kapitalistleri ve diğer kötü unsurları kanuna uygun olarak belirli süreler dahilinde siyasal haklardan mahrum eder ve aynı zamanda çalışma  yoluyla düzelmelerini ve emeğiyle geçinen, kanunlara itaatkar yurttaşlar haline gelmelerini sağlamak amacıyla onlara hayatlarını kazanma fırsatını verir.

     Madde 15   :   Çin Halk Kurtuluş Ordusu ve halk milisleri, işçi ve köylülerin Çin Komünist Partisi önderliğindeki öz silahlı güçleridir. Onlar, bütün milliyetlerden halkın silahlı güçleridir.
      Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Başkanı, ülkenin silahlı güçlerinin komutanıdır.
      Çin Halk Kurtuluş Ordusu her zaman savaşçı bir güçtür ve aynı zamanda bir çalışma ve üretim gücüdür.
      Çin Halk Cumhuriyeti silahlı güçlerinin görevi, sosyalist devrimin ve sosyalist inşanın kazançlarını korumak, devletin egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini savunmak ve emperyalizmin, sosyal-emperyalizmin ve uşaklarının saldırı ve yıkıcılığına karşı tetikte bulunmaktır.

İKİNCİ BÖLÜM
DEVLETİN YAPISI

I. Kısım:  Milli Halk Meclisi

    Madde  16 :   Milli Halk Meclisi, Çin Komünist Partisinin önderliğindeki en yüksek iktidar organıdır.
     Milli Halk Meclisi, eyaletlerin, özerk bölgelerin, doğrudan doğruya merkezi hükümete bağlı belediyelerin ve Halk Kurtuluş Ordusunun seçtiği temsilcilerden oluşur. Gerektiğinde, belli sayıda yurtsever şahsiyet özel olarak temsilci olmaya davet edilebilir.
      Milli Halk Meclisi beş yıllık bir dönem için seçilir. Özel şartlar altında görev süresi uzatılabilir.
      Milli Halk Meclisi her yıl bir oturum yapar. Gerektiğinde oturum öne alınabilir veya ertelenebilir.

      Madde  17  :   Milli Halk Meclisinin görev ve yetkileri şunlardır; Anayasayı değiştirmek kanun yapmak; Çin Komünist Partisi Merkez Komitesinin teklifi üzerine Devlet Konseyi Başbakanını ve üyelerini atamak ve değiştirmek; milli iktisadi planı, devlet bütçesini ve nihai devlet hesaplarını onaylamak; ve Milli Halk Meclisinin gerekli göreceği bu tür başka görev ve yetkileri kullanmak.

     Madde  18  :   Milli Halk Meclis Daimi Komitesi, Milli Halk Meclisinin sürekli organıdır. Görev ve yetkileri şunlardır: Milli Halk Meclisini toplamak; kanunları yorumlamak, kararnameler çıkarmak; yabancı ülkelere tam yetkili temsilciler yollamak ve geri çağırmak; yabancı diplomatik görevlileri kabul etmek; yabancı devletlerle yapılan anlaşmaları onaylamak ve feshetmek; ve Milli Halk Meclisinin kendisine vereceği bu tür başka görev ve yetkileri kullanmak.
     Milli Halk Meclisi Daimi Komitesi, Başkan, Başkan Yardımcıları ve diğer üyelerden oluşur. Bunların tümü Milli Halk Meclis tarafından seçilir ve görevden alınabilir.

II. Kısım:  Devlet Konseyi

     Madde 19  :    Devlet Konseyi, Merkezi Halk Hükümetidir. Devlet Konseyi, Milli Halk Meclisi ve onun Daimi Komitesine karşı sorumludur. Ve ona hesap verir.
     Devlet Konseyi, Başbakan, Başbakan Yardımcıları, bakanlar ve Komisyon Başkanı bakanlardan oluşur.

     Madde  20  :   Devlet Konseyinin görev ve yetkileri şunlardır: İdari tedbirleri tespit etmek ve Anayasaya, kanunlara ve kararnamelere uygun karar ve emirler vermek; ülke çapında, bakanlıkların, komisyonların ve çeşitli düzeylerdeki mahalli devlet organlarının çalışmalarında birleşik önderlik uygulamak; milli iktisadi planı ve devlet bütçesini hazırlamak ve uygulamak; devletin idari işlerini yönetmek; ve milli Halk Meclisinin veya onun daimi komitesinin kendisine vereceği bu tür başka görev ve yetkileri kullanmak.

I.Kısım:  Çeşitli Düzeylerdeki Mahalli Halk Meclisleri ve Mahalli Devrimci Komiteler

Madde  21  :   Çeşitli düzeylerdeki mahalli halk meclisleri mahalli iktidar organlarıdır. Eyaletlerdeki ve doğrudan doğruya merkezi hükümete bağlı belediyelerdeki halk meclisleri beş yıllık bir dönem için seçilirler. İl, şehir ve ilçelerdeki halk meclisleri üç yıllık bir dönem için seçilirler, Köy halk komünleri ve kasabalardaki halk meclisleri iki yıllık bir dönem için seçilirler.

     Madde  :  22  :   Çeşitli düzeylerdeki mahalli devrimci komiteler, mahalli halk meclislerinin sürekli organlarıdır ve aynı zamanda çeşitli düzeylerdeki mahalli halk hükümetleridirler.
     Mahalli devrimci komiteler, bir başkan, başkan yardımcıları ve diğer üyelerden oluşurlar. Bunların tümü o düzeydeki halk meclisleri tarafından seçilir ve onlar tarafından geri çekilebilirler. Seçilmeleri veya geri çekilmeleri bir üst düzeydeki iktidar organının inceleme ve onayına sunulur.
     Mahalli devrimci komiteler, o düzeydeki halk meclislerine ve bir üst düzeydeki iktidar organına karşı sorumludurlar ve onlara hesap verirler.

     Madde  :  23   :   Çeşitli düzeylerdeki mahalli halk meclisleri ve onlar tarafından seçilen mahalli devrimci komiteler kendi bölgelerinde kanun ve kararnamelerin uygulanmasını sağlarlar; kendi bölgelerinde sosyalist devrime ve sosyalist inşaya önderlik ederler; mahalli iktisadi planları, bütçeleri ve nihai hesapları inceleyip onaylarlar; devrimci düzeni sürdürürler ve yurttaşların haklarını korurlar.

IV. Kısım:  Milli Özerk Bölgelerin Kendi Kendini Yönetim Organları

     Madde   :  24   :   Özerk bölgelerin, özerk illerin ve özerk ilçelerin tümü, milli özerk bölgelerdir; bunların kendi kendini yönetim organları, Anayasa’nın İkinci Bölümünün III. Kısmında belirtilen mahalli iktidar organlarının görev ve yetkilerini kullanmanın yanı sıra, kendi yetkileri dahilinde kanunun gösterdiği şekilde özerklik uygulayabilirler.
     Devletin daha yüksek organları, milli özerk bölgelerin kendi kendini yönetim organlarının özerklik uygulamasını tamamen teminat altına alırlar ve sosyalist devrimi ve sosyalist inşayı yürütmede azınlık milliyetlerini faal bir şekilde desteklerler.

V. Kısım:  Yargı Organları ve Savcılık Organları

     Madde   :   25   :    Yargı yetkisini, Yüksek Halk Mahkemesi, çeşitli düzeylerdeki mahalli halk mahkemeleri ve özel halk mahkemeleri kullanır. Halk mahkemeleri, o düzeydeki halk meclislerine ve onların sürekli organlarına karşı sorumludurlar. Halk mahkemelerinin başkanları, o düzeydeki halk meclislerinin sürekli organları tarafından seçilir ve gene onlar tarafından geri çekilebilirler.
     Savcılık organlarının görev ve yetkileri, çeşitli düzeylerdeki kamu güvenliği organları tarafından kullanılır.
     Savcılık çalışmalarında ve davaların yargılanmasında kitle çizgisi uygulanmalıdır. Önemli, karşı-devrimci suçların yargılanması sırasında kitleler tartışmak ve eleştirmek üzere seferber edilmelidir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
YURTTAŞLARIN TEMEL HAK VE GÖREVLERİ

     Madde    :   26   :    Yurttaşların temel hak ve görevleri, Çin Komünist Partisinin önderliğini desteklemek, sosyalist sistemi desteklemek ve Çin Halk Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına uymaktır.
     Anayurdu savunmak ve saldırıya karşı direnmek her yurttaşın yüce görevidir. Kanunda düzenlenen askerlik hizmetini yerine getirmek, yurttaşların şerefli yükümlülüğüdür.

     Madde    :   27   :    Kanun tarafından bu haklarından mahrum edilmiş kişiler dışında, 18 yaşını doldurmuş her yurttaş seçme ve seçilme hakkına sahiptir.
     Yurttaşlar çalışma ve eğitim görme hakkına sahiptirler. Emekçi halk, dinlenme hakkına ve yaşlılık, hastalık veya maluliyet halinde maddi yardım görme hakkına sahiptir.
     Yurttaşlar kanunların çiğnenmesi veya görev ihmali konularında, bir devlet organında çalışan herkes hakkında her düzeydeki devlet organlarına sözlü veya yazılı şikayette bulunma hakkına sahiptirler. Hiç kimse böyle şikayetlerin yapılmasını geciktirmeye, engellemeye veya buna karşı misillemede bulunmaya kalkışmayacaktır.
     Kadınlar her alanda erkeklerle eşit haklara sahiptirler.
     Devlet, evliliği, aileyi ve ana ile çocuğunu korur.
     Devlet yabancı ülkelerdeki Çinlilerin meşru hak ve menfaatlerini korur.

     Madde   :     28   :     Yurttaşlar söz, haberleşme, basın, toplanma, dernek kurma, gösteri ve yürüyüş yapma hürriyetlerine; grev yapma hürriyetine; dini inanç hürriyetine; dini inançsızlık hürriyetine; ve tanrıtanımazlığın propagandasını yapma hürriyetine sahiptirler.
      Yurttaşların kişi ve mesken özgürlüğü dokunulmazdır. Hiçbir yurttaş, bir halk mahkemesinin kararı veya bir kamu güvenliği organının onayı olmaksızın tutuklanamaz.

     Madde    :     29    :    Çin Halk Cumhuriyeti, haklı bir davayı savunduğu için devrimci hareketlere katıldığı için  veya bilimsel faaliyetlerde bulunduğu için baskıya uğrayan yabancı tabiyetli herkese yerleşme hakkı tanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
MİLLİ BAYRAK  -  MİLLİ AMBLEM VE BAŞKENT

     Madde    :   30    :    Milli bayrak, kırmızı zemin üzerinde beş yıldız taşır.
     Milli amblem:  Ortada, beş yıldız tarafından aydınlatılan Tien An Men ve etrafında, buğday başaklarıyla bir dişli çark.
     Başkent Pekin’dir.