13 Kasım 2013 Çarşamba

SPONSOR ÇEVİRMENE İHTİYAÇ VAR

SPONSOR ÇEVİRMENE

İHTİYAÇ VAR…



Aşağıda yer alan Kampuchea, Kızıl Kmerler ve Pol Pot’a dair olan yazıları Fransızca ve İngilizce’ye çevirecek sponsor arkadaşlar arıyorum. Çevirilerini bana veya şu linklere gönderebilirler




Communist Party of Kampuchea (Khmer Rouge) https://www.facebook.com/groups/327227271935/?fref=ts







Pol Pot Lives !



*** *** ***


KAMPUCHEA DEVRİMİ VE EMPERYALİST DEZENFORMASYON


ABD’NİN KAMPUCHEA BOMBARDIMANI


KAMPUCHEA’DA İLLEGALİTE


ÇAĞIMIZ MAOİST DEVRİMLER, POL POTÇU REJİMLER ÇAĞIDIR



POL POT KENDİNİ ANLATIYOR



CIA, KGB ve TRT’NİN KAMPUCHEA YALANLARI



DEMOKRATİK KAMPUCHEA VE ÇİN HALK CUMHURİYETİ ANAYASALARI



KAMPUCHEA DEVRİMİ 38. YILINDA



POL POT’S INTERVIEW WITH POL POT



AMERİKAN EMPERYALİSTLERİ KAMPUCHEA’YI DA İŞGAL ETMİŞTİ



RUS SOSYAL-FAŞİSTLERİNİN KAMPUCHEA-KAMBOÇYA YALANI



SAVAŞAN KAMBOÇYA (Kitap, Tam Metin)

NE FOTOĞRAF NE FOTOĞRAF...

         NE FOTOĞRAF
                       NE FOTOĞRAF...





  Ne
fotoğraf, ne fotoğraf. Apo'nun elemanı kime öyle sırıtıyor dersiniz?!


    Kime olacak. MİT'çi gazeteci Avni Özgürel'e.

    Öcalan'ı daha lise yıllarında kendisinin de gittiği FİKİR AJANSI adlı MİT kuruluşundan tanıyan gazeteci Avni Özgürel, Öcalan'ın ajan faaliyete yeni yetme yaşlarda başladığının yaşayan tanığıdır.

    Gazeteci Özgürel, 1990'larda röportaj için gittiği Bekaa'da Öcalan'ı görünce sesinden ve mimiklerinden o günleri hatırlıyor. HAFIZASI 1966-1967 YILLARINA YANİ ÖCALAN'IN Tapu Kadostro Meslek Lisesi'nde öğrencilik yaptığı yıllara gidiyor.

     Röportajına başladığında "ben sizi lise yıllarınızda bir yerden tanıyorum," diyor, tabii Öcalan'da deşifre olmaya ramak kalmış bir ruh hali ortaya çıkıyor. Ve "ben zaten o konuda açıklama yapacaktım." diyor.

     Evet aradan çok uzun yıllar geçti. Ama Öcalan MİT'e ait FİKİR AJANSI adlı basın, yayın kuruluşunda neden çaycı-ofisboy olarak çalıştığını açıklamadı.

     Nesini açıklayacak. Don düştü, kıç göründü. Evet, şimdi ÖZGÜREL ve Apo'nun adamı neye gülüyor dersiniz. Düşen dona mı, görünen kıça mı?


11 Kasım 2013 Pazartesi

Öğrenci evleri temizdir; Başbakan'ın maaşını aldığı kerhaneler, pavyonlar kirlidir...

ÖĞRENCİ EVLERİ TEMİZDİR,
BAŞBAKANIN MAAŞINI ALDIĞI KERHANELER, PAVYONLAR KİRLİDİR...
GÜCÜN YETİYORSA ONLARI KAPAT...


    Tayyip Erdoğan şaşkın tavuk gibi, ne yapacağını, ne söyleyeceğini  bilemiyor. Bu kez de kız-erkek öğrencilerin birlikte kalmalarının yanı sıra, birbirlerinin evlerini ziyaret etmesini de önlemek istiyor. Bu konuda EV BASMALARINA hazırlanıyor. Konu komşuyu İHBARCIĞA davet ediyor.
     Fakat asıl edepsizlik, asıl ahlaksızlık Erdoğan'ın yönettiği düzende vardır. Erdoğan ve bakanları ve milletvekilleri maaşlarını GENELEVLERİN, PAVYONLARIN verdiği vergilerin de içinde bulunduğu HAZİNEDEN alırken. Pavyon ve genelev kapılarına kilit vurdurmuyor.
     İslam'da Muhammet'e haremine sonsuz kadın almak ve zengin Müslümana da dört kadına kadar alarak evde harem kurarak evi adeta kerhaneye çevirme gerçeğine Tayyip Erdoğan'dan tepki gelmiyor. Asıl kirli olan Muhammet'in 14 kadınlı ve onlarca cariyeli seks hayatı ve zengin İslamcıların dört kadınlı harem hayatıdır.
Tayyip Erdoğan aslen Rum olmasına ve lakaplarının da BAKAT olmasına rağmen kendini TÜRK'TEN ve MÜSLÜMANDAN sayıyor ve hepsi Türklükten uzak olan PADİŞAHLARI DA ataları olarak gördüğünü söyleyerek sahtekarlık yapıyor. Peki Erdoğan atalarım, ecdadım dediği PADİŞAHLAR döneminde (Osmanlı devletinde) KERHANELER yok muydu? Elbette vardı. Bu konuda hükümet yalakası olarak bilinen FATİH ALTAYLI ile eski Tercüman gazetesi yazarı sahte Türk gerçekte TATAR olan faşist baba İLHAN BARDAKÇI'nın  Osmanlı hayranı oğlu MURAT BARDAKÇI'nın Habertürk televizyonunda yapılan bir programındaki bu sözleri Tayyip Erdoğan alsın. Başbakanlık'taki ofisine çerçeveletip assın.
     
    Şöyle diyorlar Altaylı ile Bardakçı: Teke Tek proğramında 4.1.2009
   
     Fatih Altaylı ile tarihçi Murat Bardakçı konuşuyorlar.
    
     "Osmanlı çok uluslu çok tebalı bir imparatorluktu ve islam devleti değildi hatta meyhane ve kerhane yönetmeliği bile vardı. Bazı dönemlerde güvenlik nedeniyle alkol tüketimi yasaklanmış olsa da, alkollü içki satışı serbestti. Dahası devlet meyhane ve kerhane fiyatlarını belirliyor, buralarda narh uygulaması bile yapıyordu."